Bu yıl 7.si yapılan Uluslararası Satın Alma, Lojistik ve Tedarik Zinciri Zirvesi 15-16 Aralık 2011 tarihlerinde, Maslak Sheraton Otelde yapıldı. Yirmiye yakın uluslararası ve yerel konuşmacı tedarik zinciri, lojistik ve satın alma konularında, gelecekte karşılaşacağımız, tedbir almamız gereken riskleri ve bekleyen fırsatları bizlerle paylaştı. Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemizin ekonomik beklentilerini, 2023 yılında oluşacak potansiyeli nasıl değerlendirebileceğimizi de anlatma fırsatı buldum. Kalabalık ve ilgili bir topluluk önünde bildiklerimizi paylaşmanın mutluluğunu yaşadık.
Bu yılki zirvenin ana konusu sürdürülebilir tedarikçi ilişkileri oldu. Tedarik zincirindeki en önemli halka olan satına alma konusunda; bu gün yaptığımız çalışmaların artık günümüzün ihtiyaçlarını karşılamadığını ve yeni yöntemlere ihtiyacımız olduğunu görüştük.
Ülkemizde üretim ölçeklerimiz yıldan yıla büyümekte ve ürün çeşitliliklerimiz artmaktadır. Büyüyen kapasite ve yeni ürünlerin devreye girmesi satın almayı zorlaştırmakta ve çok sayıda tedarikçi ile çalışmamızı gerektirmektedir. Ticarette kar etmenin yolu bir ürünü satarken değil satın alırken gerçekleşmektedir. Satış fiyatını üretici değil pazar belirlemektedir. Pazarın da belirleyici unsuru müşteridir. Bu nedenle müşterinin satın alma kararı verdiği fiyat, pazar fiyatıdır ve satıcının bunu etkileme şansı yoktur. Buna karşılık her satıcı bir diğer tarafta satın alıcıdır. Ürün satın almasında, hammadde veya yarı mamul satın almasında da alış fiyatını belirleyen satın alıcı olmaktadır ve onun kararı fiyatı belirlemektedir.
Bu gün birçok işletmemiz ihtiyaçlarını belirlerken satın alınacak ürünü seçmekte ve bu ürünü en düşük fiyatla kendisine sağlayacak satıcıları belirlemek için teklifler toplamaktadır. Bu sistem teklif vericiler arasında kimi zaman anlaşmalara, fiyatın suni yükselmesine, kimi zaman da çok fazla fiyatın kırılması ile satın alınan malzemenin kalitesinin düşürülmesine, hatta satın almanın gerçekleşememesine yol açmakta, üretimde aksamalara yol açılmaktadır.
Günümüzde satın almanın kuralı tedarikçilerle yapılacak olan iş birliğine dayanmaktadır. Şirketler ürünlerini oluşturan hammadde veya yardımcı malzemeleri, üretim için gereken malzemeleri satın alırken her şeyden önce tedarikçi sayılarını azaltmalıdır. Böylece daha az sayıda tedarikçi ile ilgilenmek ve bu tedarikçilerin büyük müşterisi olmak şansını yaratacaklardır.
Tedarik zinciri ancak kesintisiz malzeme, servis ve bilgi akışı ile sağlanabilir. Tedarikçilerle bir alıcı satıcı ilişkisi yerine, stratejik iş birliği yaparak çalışmamız gerekmektedir. Tüm tedarikçiler bizim tedarik zincir içindeki ortaklarımızdır ve zincirin aksamadan, kesilmeden, hızlı ve hatasız bir şekilde çalışması amacıyla süreç içine dahil edilmelidir. Bunun sağlanması ancak tedarikçilerimizin baştan belirlenmesi, uzun süreli satın alma sözleşmeleri ile, programlı alımlarla, bilginin doğru ve hızlı bir şekilde paylaşılmasıyla mümkündür.
Zincir içindeki her adım, son kullanıcıya yani tüketiciye hizmet vermek amacıyla bir saatin parçaları gibi uyum içinde çalışmalıdır. Bunu yaratmak için tedarik zincir içinde duraklamalar yapan teklif toplamalardan, 3 teklifli alımlardan, hatalardan ve risklerden kurtulun. Tedarikçinizi seçin ve onunla kader birliği yapın. Sürdürülebilir performans artışınız için, sürdürülebilir satın alma için stratejik satın alma sözleşmeleri ile çalışın. 2023 yılında Cumhuriyetimizin 100. Yılında bizleri üç kat fazla tüketim, dört kat fazla üretim ve beş kat fazla lojistik bekliyor. Hazır olalım.
Atilla YILDIZTEKİN