Serbest bölge türlerini birbirinden kesin çizgilerle ayırmak mümkün olmayabilir. Ancak iki kritere dayanarak sınıflandırmak mümkün olabilir. Birinci kriter, serbest bölgede sürdürülen faaliyetlerin türüyle ilgilidir. Serbest bölgenin faaliyetleri sadece ticari olabileceği gibi, ticari ve endüstriyel bir nitelikte taşıyabilir. Gelişmişülkelerde bulunan serbest bölgelerin çoğu temel olarak ticari rol üstlenmişlerdir.Gelişmekte olan ülkeler ise endüstriyel amaçlı serbest bölge kurma eğilimi daha fazla görülebilir. İkinci kriterise, bölge faaliyetlerinin iç piyasaya mı yoksa ihracata yönelik mi olduğunun belirlenmesi esasına dayanır. Bazı ülkelerde serbest bölgeler hem iç hem de dış pazarlara yönelik olarak çalışabilirler, bazılarında ise özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaygın olarak görüldüğü gibi iç piyasaya üretimin yasaklandığı göze çarpmaktadır.
(daha&helliip;)
Türkiye’de serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili olup, serbest bölgelerin kamu kurum ve kuruluşlarınca, yerli veya yabancı gerçek ve tüzel kişilerce kurulmasına işletilmesine Bakanlar Kurulunca izin verilmektedir.
Ancak, 4558 sayılı Gümrük Kanununda veya 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununda bir serbest bölgenin kurulabilmesi için hangi şartların arandığına, hangi belgeler ile hangi usuller izlenerek başvuruda bulunabileceğine ilişkin detaylı hükümlere yer verilmemiştir.
(daha&helliip;)
Türkiye’de serbest bölge uygulamasının tarihi oldukça eski olup, Cumhuriyet öncesi döneme kadar gitmektedir. Türkiye’de serbest bölge kurulması ile ilgili somut ve kalıcı sonuçlar veren çalışmalar 1980’lerde başlamış olmakla beraber, bundan önceki çalışmaların geçmişi Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Tuna Nehri’nin denize ulaştığı yerde bulunan Şulina kentinin liman bölgesinde bir serbest bölge kurulması için ilk adımlar atılmıştır. Bugün Romanya sınırları içinde Tuna Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü yerde bulunan ve halen serbest bölge olan Şulina Limanı’nın 1870 yılında serbest bölge haline getirildiği bilinmektedir. 29 Mart 1870 tarihinde bu liman bölgesine giren eşyanın ihraç edilmesi kaydıyla vergi ve resimden bağışık tutulması kararı alınmıştır.
Bu alandaki ikinci girişim 1908 Devriminden sonra İttihat ve Terakki Dönemi’nde başlatılmış, Çekmece Gölü veya Yedikule sahilinde serbest bölge kurulması için bir komisyon oluşturulmasına karşın, bu çalışmalar sonuç vermemiştir.
(daha&helliip;)
Dünyada ilk serbest bölgeler büyük tüketim merkezlerine yakın ticaret yolları üzerinde kurulan ticaret kolonilerinin “serbest alan” veya “gümrük dışı bölge” haline getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Daha sonraları ise ülkelerin ekonomilerini güçlendirmek amacıyla çeşitli model ve isimlerle serbest ticaret ve serbest üretim bölgeleri kurulmaya başlanmıştır. Başarılı serbest bölgeler bu uygulamanın daha da yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Tarihsel olarak baktığımızda dünyada ilk serbest bölge anlayışının bundan yaklaşık 2000 yıl kadar öncesine, eski Yunan ve Roma medeniyetlerine kadar uzandığını görmekteyiz. Bu günkü Yunanistan’ın Pire ve Challis limanları bu örneklerin ilkini oluşturmaktadır.
(daha&helliip;)
Genel olarak serbest bölgeler, ülkenin siyasi sınırları içinde olmakla beraber gümrük bölgesi dışında sayılan, ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler olarak tanımlanabilir.
Serbest Bölgelerde altyapısı hazır arsalar, genel ve müstakil depolar, ofisler ve açık stok sahaları, hazır üretim tesisleri kiralık veya tapu mülkiyeti ile yatırımcıların hizmetine sunulmaktadır.
(daha&helliip;)