Geçtiğimiz hafta içerisinde DEİK organizatörlüğü ve Akbank sponsorluğunda gerçekleştirilen ve Akbank tarafından “İhracat Okulu” diye adlandırılan “İhracatta Fırsatları” toplantılarının Çukurova ayağı için Adana ve Mersin’deydik. Organizasyonun ev sahipleri olan Adana Ticaret Odası, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve organizasyona katkıda bulunan herkesi memnun eden bir katılımla karşılaştık. Salonların oturma kapasitelerini aşan katılımcıların ilgisi de oldukça keyif verici idi.
Adana ve Mersin illerimiz ihracat potansiyellerinin yüksek olmasıyla bilinir. TİM rakamlarına göre, ihracat yapan iller sıralamasında bir milyarı aşan ihracatları ile Adana 11. Mersin ise 13. sırada bulunuyorlar. Ancak illerin potansiyellerine baktığımızda bu rakamların rahatlıkla çok daha yukarı düzeylere çekilebileceğini görüyoruz. Bunlar zaman, emek ve olanak isteyen şeyler ki önce niyet sonra da eylem isterler. Bu toplantılarda bizleri mutlu eden unsurlar, niyetin çok bol olduğunu görmekti.
Öte yandan ilginç olan bir nokta şu ki toplantıları gerçekleştirdiğimiz diğer illerimizdeki şirketlerimiz de dâhil olmak üzere şirketlerin, kendilerine bu niyetlerini gerçekleştirmede yardımcı olacak “İhracata Yönelik Devlet Yardımları” konusundaki bilgi seviyeleri yeterli düzeyde değil. Şirketlerin gerek bireysel olarak, gerekse “İşbirliği Kuruluşları” olarak tanımlanan kurumlar aracılığı ile topluca alabilecekleri “İhracata Yönelik Devlet Yardımları” konusunda verilen bilgiler çok ilgi ile karşılanıyor. Bu konuyla ilgili olarak, en çok kullanılan “Fuar Katılımı Desteği” kullanımının hakkını yememek gerek. Bu desteği neredeyse bilmeyen ve kullanmayan yok gibi.
Ancak şirketlerin, 2011/1 sayılı “Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği Hakkında Tebliğ” kapsamında bireysel olarak alabilecekleri destekler hakkında verilen bilgilere gösterdikleri ilginin gerçekten güzel bir şey olmasına karşın, bilgilerinin yetersiz düzeyde veya hiç olmaması ise şaşırtıcı. Öte yandan 2010/8 Sayılı “Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ” kapsamında, işbirliği kuruluşları aracılığı ile alabilecekleri desteklerin bilinmemesi de daha çok şaşırtıcı oluyor. İşbirliği kuruluşu olarak tanımlanan kuruluşlar, anılan tebliğde şöyle belirtilmiş. “Üyeleri için işbirliği faaliyeti gerçekleştiren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), İhracatçı Birlikleri, İl Ticaret ve/veya Sanayi Odaları, Organize Sanayi Bölgeleri, Endüstri Bölgeleri, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Sektörel Üretici Dernekleri, Sektörel Dış Ticaret Şirketleri (SDŞ) ile imalatçıların kurduğu dernek, birlik ve kooperatifleri.” Bu kuruluşların kendi üyeleri için eğitim ve danışmanlık desteği almalarından başlayıp, yurt dışından alım heyeti getirmelerine ve yurt dışına satım heyeti götürmelerine kadar varan çok çeşitli ve çok cazip destekler var.
Mersindeki toplantıya sürpriz bir şekilde katılarak değerli katkılarda bulunan, Ekonomi Bakanlığı, İhracat Genel Müdürlüğü, KOBİ ve Kümelenme Destekleri Dairesi Başkanı Sayın Emrah Sazak’ın da belirttiği bir husus var. Her ne kadar 2010/8 URGE tebliğiyle verilen destekler, işbirliği kuruluşları aracılığı ile veriliyorsa da, bunun faydalanıcısı üye şirketler. Başka bir deyişle bu işbirliği kuruluşu üyeleri kendi kuruluşlarının verebileceği bu destekleri ne kadar biliyor ve bunların sağlanıp sağlanmadığının takipçisi oluyorlarsa, bu desteklerden sağlayacakları faydalar da o kadar çok oluyor.
Özellikle 2010/8 URGE desteği, birçok işletmeye bir arada destek verilmesi ve bu desteklerin bir noktadan organize edilerek, yüksek verimlilik sağlanması amacını taşıyor.
Değerli iş insanlarımızın, Ekonomi Bakanlığının internet sayfasında “Mevzuat” bölümünün altında yer alan “Destek Programları Mevzuatı” bölümünü inceleyerek, bağlı oldukları kuruluşları zorlamaları menfaatleri icabı olacaktır.
Şefik ERGÖNÜL