Dünya denizlerinde çalışma ortamı yeniden şekillendiriliyor!
Bu yeni yapılanmanın hukuksal altyapısı, “2006- Uluslararası Deniz İş Sözleşmesi”dir.
Geçtiğimiz hafta içinde Türk Loydu Vakfı’nda yeniden şekillendirilme kertesine gelmiş MLC 2006 Konvansiyonu konusunda bir seminer düzenlendi. Bu toplantıya Türk denizcilik sektörünün neredeyse tüm tarafları katıldı. Bildiriler sunarak…
Doğrusu sunulan bildirilerin arasında bana göre konuyu hakkıyla ele alanı Türkiye Denizciler Sendikası adına Dr. Kapt. Hasan Pekdemir tarafından sunulan “Yeniden şekillendirilen gemi çalışma ortamı” başlıklı bildiriydi.
Doğrusu, TDS yeni misyonuna bilinçli şekilde hazırlanmış. Konvansiyon yürürlüğe girdiği anda ne yapması gerekeceğini, hangi adımların atılacağını çok iyi biliyor.
Ayak sesleri duyulmaya başlayan, “dünya denizlerini çalışma ortamı olarak yeniden şekillendiriyorum” demeye hazırlanan MLC 2006 Konvansiyonu konusunda Konvansiyonun tarafı olması beklenen Hükümet organlarının yeterince hazırlık yap(a)mamış oldukları sunulmuş bildirilerden anlaşılıyor.
Peki, MLC 2006 nasıl bir hukuk enstrümanı?
Kimi kısıtlamalar dışında nerdeyse tüm ticaret gemilerine uygulanacak “baskın” bir Konvansiyon! 70 Dolayında ILO Sözleşmesini tek hukuk enstrümanı halinde konsolide eden, bu yolla ILO sözleşmelerine de uygulanabilirlik kazandıracak “güncelleştirilmiş” bir uluslar arası sözleşme…
Gemiadamları ve gemi işverenleri açısından bir dizi uygulama geride bırakılacak; gemi çalışma ortamında yeni bir sayfa açılacaktır. Bu Konvansiyon, uluslar arası arenada denizciliğin temel yasaları arasında yer alsın için hazırlandı. Kısa zaman içinde deniz iş kanununun yerini almaya aday bir hukuk enstrümanı olacaktır demek, yanlış olmayacaktır… MLC 2006, dünya deniz ticaret filosunun 0.33’nü elinde tutan 30 ülkenin taraf olmasını izleyen 12 ay sonra geçerlik kazanacaktır (K.VIII(3)). Onaylayan ülkeler arasında Bulgaristan, Danimarka, İspanya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Polonya gibi AB üyesi, İsviçre gibi denize kıyısı olmayan ülkeler var! Bu nedenle MLC 2006’nın ayak sesleri artık duyulmaya başladı diyebiliyoruz. Dr. Kapt Pekdemir’in bildirisinde yer verdiği gibi, “Bu hukuk enstrümanı geçerlik kazandığı zaman, deyim yerindeyse, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!”
Peki, Dr. Kapt. Pekdemir’in bu deyişi ne kadar doğru?
Bence baştan sona! Nedenleri mi?
Not: İki haftadır Çapa Tıp Fakültesi’nde yatmakta olmasına rağmen yazılarını göndermeye devam eden yazarımız Prof. Necmettin Akten’in yeniden aramıza dönmesi ümidiyle kendisine teşekkürlerimizi sunarız.
Prof. Dr. Necmettin AKTEN