Az kaldı Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını kutlamamıza. Bundan 12 sene sonra nasıl bir Türkiye’de yaşamak durumunda kalacağımızı planlamak zorundayız artık. İlk defa olarak bilenler, bilmeyenler, yetkililer ve yetkisizler; 2023 yılı için hedefler vermekteler.Dünyanın en gelişmiş 10. ekonomisi olacağımız yönünde ümitlerimiz kuvvetli. Hesaplar bunun kişi başı 25.000 dolarlık milli gelire ve 2.1 Trilyon Dolarlık GSM’ya denk geldiğini göstermekte.
Bu gün ürettiğimizin ve tükettiğimizin 2.5 katını tüketeceğiz. İthalatımız ve ihracatımız 3 kat aratacak. Kara yollarımızda 3 kat fazla araç dolaşacak, demiryollarımız 4 kat fazla yük taşıyacak. Limanlarımızda elleçlenecek yük 5 kat artacak. Bunu sağlayacak alt yapıyı da hedeflemek zorundayız. Bu yükleri ithal etmek için liman kapasitelerimizi beş kat arttırmayı, ne kadar limana ihtiyacımızın olduğunu, eskilerin nasıl geliştirileceğini, yeni limanların nerelerde inşa edilmesi gerektiğini, bu limanlara bağlanacak demiryollarının hangi bölgelere, fabrikalara organize sanayi bölgelerine gideceğini, dört kat fazla elleçlemenin hangi terminallerde yapılacağını, bu terminallerden çıkan veya gelen yüklerin üç kat aratması ile hangi yolların kullanılacağını, kaç kilometre duble veya üç şeritli yola ihtiyacımız olduğunu, hangi illerde hava kargo terminalleri oluşturacağımız planlamamız ve buna uygun kanun ve yönetmelikleri çıkartmalıyız artık.
Gelen ürünlerin depolanacağı depo alanlarımızın da; gelecek 12 yılda 3 kat artması gerekmekte. Sadece İstanbul’da en az 6 Milyon m2 yeni depo alanına ihtiyacımız olacak. Türkiye genelinde üretilmesi gereken yeni depo ihtiyacımızın gelecek 12 yıl için 10 Milyon m2 olması beklenmekte. İnşa edilecek olan depoların şehirlerin girişlerindeki araç trafiğini engellememesi için lojistik köylerde toplanması gerekmekte. Birbirine yaklaşık 300 km mesafede oluşturulması gereken, demiryolu bağlantılı, şehrin ana arterleri dışındaki alanlarda kurulacak olan lojistik köylerin şehirlere özel yük yolları ve limanlara demiryolu ile bağlanması şart. Dört kat artacak demiryolu trafiği için TCDD intermodal merkezlerinin devreye girmesi gerçekleşmeli. Bu merkezlere gelecek olan yükler için özel yük hatları kurulmak, tek hatlara ilave yapılmak, sinyalizasyonların tamamlanmasını gerçekleştirmek, ray zemininin ve dönüşlerin rahatlatılarak eğimlerin azaltılarak demiryolu taşıma hızının 4-5 kat arttırılması zorunludur. Marmaray demiryolu yük taşıması tamamlanmalıdır.
Karayollarımız için de araç trafiğini hızlandıracak duble, hatta 3’er şeritli yolların inşaatı hızlanmalı, Körfez Köprüsü, Çanakkale Köprüsü, İstanbul 3. Köprüsü bitirilmelidir. Yollarda sürücülerin güvenliği, servis ihtiyaçları ve dinlenmeleri için tesisler büyütülmelidir. Şehir içine girmelerini gerektirmeyen ihtiyaçları temin edilmelidir. Kara taşıma araçlarında yük taşımasındaki ÖTV’nin arttırılması değil, kaldırılması karara bağlanmalıdır. Deniz taşımacılığımız için özellikle konteyner taşımacılığının sadece bir deniz taşıması olmadığı kara taşımalarında da kullanılması, deniz kara, demiryolu intermodalitesinin teşviki gündeme gelmelidir.
Limanlarımızın hızlı bir şekilde konteyner indirip bindirmesi gerektiği unutulmamalı ve dar olan liman arka alanlarının genişletilmesi, deniz doldurulması konusundaki belediye ve çevre engelleri kaldırılmalıdır.
Lojistik eğitimi yaygınlaştırılmalı, kalitesi arttırılmalı ve artık unutulan Lojistik Konseyiinn kurulması projesi tozlu raflardan kaldırılıp masa üzerine konmalıdır. Yapacak çok şeyimiz var. Dünya dönüyor, günler geçiyor. Bir ay, bir yıl çok kısa, 12 yıl da aynı şekilde çok kısa sürede geçecektir.
Atilla YILDIZTEKİN