Daha önce yurt dışında deniz ticaret müşaviri görevlendirildi mi bilmiyorum!
Yıl 1986 ya da 1987 idi. Dönemin Ulaştırma Bakanı da rahmetli Güneş Öngüt. Ulaştırma Bakanlığı o zamanki adıyla IMCO ve UNCTAD nezdinde akredite olmak üzere Deniz Ticaret Müşavirliği sınavı açtı.
Çok katılımlı bir sınav olmuştu. Aklımda doğru kaldıysa katılımcılar 37 kişiydi. Aralarında bendeniz de vardım.
5 Değişik konuda sınandık. Cumhuriyet Gazetesinden bir makalenin İngilizceye, The Times Gazetesinden bir köşe yazısının Türkçeye çevrilmesi, Bir İngilizce kitabın özetinin çıkartılması (précis),Türkçe bir konunun özetinin İngilizce metin haline getirilmesi ve İngilizce mülakat!
Her biri için bir gün ayrılmıştı sınavda. 90 Puan barajı vardı. Bu barajı sadece 96 puan alarak ben aştığım için sınavı ben kazandım.
Birkaç kez Ulaştırma Bakanlığından çağrıldım. Londra’da yaşayacağım, UNCTAD ve IMCO ilişkilerini oradan sürdüreceğim, bu nedenle evi toparlamam ve Londra’da kullanabilmem için de araba ehliyeti almam söylendi.
N’olur ne olmaz diye evi toparlamadım; ama ben ve sevgili eşim araba ehliyeti aldık.
Derken yıllar Bakanlıktan gelecek görevlendirme yazısı alacağım umuduyla (!) birbirini kovaladı, durdu. Hükümetler, bu arada da Ulaştırma Bakanları değişti. Ama bana beklenen tebligat gelmedi…
Dolayısıyla bu sütunun yazarı 1986 veya 1987 yılından bu yana Ulaştırma Bakanlığının açtığı Deniz Ticaret Müşavirliği sınavını kazanmış ve görev bekleyen kişi durumunda değil mi?
Bu konuda sınavın iptal edildiği yolunda bana ne herhangi bir tebligat yapıldığı, ne de ben bu göreve gitmeyeceğim yolunda Bakanlığa herhangi bir yazılı beyanda bulunduğum için sanıyorum ben hala UNCTAD ve IMCO (şimdiki IMO) nezdinde Türk Deniz Ticaret Müşaviriyim.
Sakın kendi kendime gelin-güvey olduğumu sanmayın!
Öyle sayılmam da gerekmez mi?
Haa, böyle bir görevi beklediğim falan da yok. Bu benimle ilgili yaşanmış (hayatın içinden) bir olayın siz sevgili okurlarla paylaşılmasıdır. Yani Hükümetlerdeki ciddiyeti / ciddiyetsizliği sizlerle paylaşmak…
Doğrusuna bakarsanız, bir iş ya yapılır; ya yapılır.
İhtiyaç varsa / ortaya çıktıysa yapılması da gerekir. Yapıldığına göre de ihtiyaç doğdu ki bizleri sınadılar.
Kollar sıvanıp da iş sonlandırılmazsa?
İşin işine ciddiyet boyutu girer!
Hükümet / Devlet işinde bu yüce kurumlar hem içerde, hem dışarıda itibar zafiyeti yaşar
Bendeniz Türkiye’nin IMCO ve UNCTAD’a akredite – şayet daha önceden gönderilmediyse – ilk Deniz Ticaret Müşaviriyim. Görev için de Ulaştırma Bakanlığından da tebligat bekliyorum!?
Çok hayalperest miyim?
Yoksa dün neyse bugün de o mu?
Politikacının belleğinde!
Siz ne düşünüyorsunuz?
Prof. Dr. Necmettin AKTEN