Bazen Türkiye’de birden bire lojistik eğitimi veren okulların sayısının çığ gibi arttığını söylüyor, hatta eleştiriyoruz. Ama bunu yaparken, elbette bu okullarımızda yeterli sayıda uzman ve saha tecrübeli eğitmenlerimizin olmayışı veya az sayıda olması, temel eleştiri nedenimizi oluşturuyor. Hatta müfredatların dahi eğitmenlerin hangi konuları anlatabildiğine göre belirlendiğini duyuyor, bu konuda öğrenci arkadaşlarımızın da serzenişlerine tanık oluyoruz. Ancak bugün, yine “iyi ki lojistik bölümleri var, iyi ki lojistik öğrencileri var” dediğim günlerden birisiydi; Yeditepe Üniversitesi Lojistik Kulübü sayesinde. Onlara sonsuz teşekkür ediyorum, ve her biri ile ne kadar gurur duysak azdır diyorum.
Bu tarz konferans, panel, forum gibi organizasyonlara genç lojistikçilerin çok fazla ilgi gösterdiklerini düşündüğümde ise, yukarıda bahsettiğim tezimin sanki biraz doğrulandığını düşünüyorum. Uygulamanın içerisinde yer alan kişileri dinlemeye bu denli ilgi duymaları beni bu tarz düşünmeye itiyor nedense; ancak bu ilgilerini takdir etmeden de geçmek mümkün değil. Bugün Yeditepe Üniversitesi’nin düzenlediği organizasyonda; bir çok farklı üniversiteden öğrenci mevcuttu, hem de Türkiye’nin pek çok farklı illerinden. Sanırım dayanışmanın önemini ve nasıl yapılacağını hepimize bir kez daha gösterdiler, onlarla ne kadar gurur duysak azdır.
Yeditepe Üniversitesi’nin bu yılki organizasyonu da yine geçen yıl olduğu gibi zengin bir organizasyondu. Ancak ben ne yazık ki tümüne katılamadım. Çarşamba gününden başlayıp Pazar günü sona eren, sunumların ise toplam dört güne yayıldığı Uluslararası Lojistik Forum 2012’de; paket kargo taşımacılığından, hava kargo taşımacılığına, yer hizmetleri taşımacılığından denizyolu ve demiryolu taşımacılığına, konteyner liman operasyonlarından lojistikte rekabet stratejilerine varıncaya dek pek çok konu ele alınmış, konuşmacıların bir kısmı Türkiye içerisinden, bir kısmı ise farklı ülkelerden seçilmişti. Son gün ise, yani bizim de yer aldığımız kapanış günü ise, tümüyle lojistik köyler konusuna ayırılmıştı.
İlk bölüm, yine gazetemizin değerli köşe yazarı sevgili ağabeyimiz Atilla Yıldıztekin’in başkanlığını yürüttüğü oturum idi. Bu bölüm tümü ile Avrupa’lı konuklara ayırılmış ve Avrupa’da yer alan başarılı lojistik köy operasyonları dinleyicilere tanıtılmıştı.
İkinci bölüm ise, benim oturum başkanlığını yürüttüğüm oturumdu. TCDD’den Yük Daire Başkanı İbrahim Çelik, Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlık Danışmanı değerli hocamız Prof. Dr. Mustafa KARAŞAHİN, Ankara Lojistik Üssü adına Hakan Bezginli, UTİKAD’ı temsilen Cavit Uğur ve UND’yi temsilen Alper Özel ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Hiç aralıksız üç saat süren sohbetimizde, Türkiye’de lojistik üs konusunun çok geç gündeme geldiği, Avrupa’dan neredeyse 30 yıl sonra lojistik köy kavramının ancak ele alınabildiğini, TCDD’nin demiryollarının ulaştığı bölgeleri lojistik merkez (ki bana göre lojistik yerleşke daha doğru bir ifade olacaktır) olarak değerlendirmeye çalıştığını ele aldık. Konuşmalar sırasında, keşke yabancı konuklarımız kendi ülkelerindeki lojistik köyler ile bizdeki durumu karşılaştırdığımıza tanık olmasalardı diye düşünmedim değil. Bu söylemimden Ankara lojistik üssünü istisna tutuyorum. Ancak her şeye rağmen, yapılmaya çalışılanları ve girişimleri dinledikten sonra ileriye dönük olarak daha fazla umutlandığımı da söylemeden edemeyeceğim. Tam anlamı ile bir lojistik plana sahip olmayan ülkemizde lojistik köyleri tartışmak yersiz mi diye soran bir katılımcıya bir nebze de olsa hak vermedim değil, ve hatta bırakın lojistik köyleri, lojistik mega kentlerin olduğu günümüzde, ülkemizde çok daha iyi adımların atılması gerektiğini de vurgulamadan geçemedim o esnada.
Dünyanın en büyük 16.ekonomisine sahip ülke konumunda olmamıza rağmen, lojistik gelişimde ise son derece gerilerde olmamız ve düşüş sağlamamız üzücü elbette, ama aynı zamanda çok fazla yapmamız gereken şey olduğuna da bir işaret. Yazımın bu kısmı hepimize ve yanı sıra üniversiteli gençlere. Hepimiz bahsetmeye çalıştığım durumdan, eminim gerekli mesajı aldık. O halde hep birlikte ülkemizin gelişimi için çok önemli bir olgu olan ve özellikle dış ticaretimizin gelişiminde ve 2023 hedeflerinde de önemli bir role sahip olacak olan lojistiğin gelişimi ve ilerlemesi için biraz daha somut adımlar atmak üzere, yeni ufuklara doğru yola çıkmamız, çok daha başarılı projeler imza atmamız, kısaca yeni ufuklara yelken açmamız diyorum. Ne dersiniz, var mısınız?
Dr. Hakan ÇINAR