Lojistik öğrencilerinin problemleri arasında ilk sıralarda iş bulma endişesinin gelmesi sanırım birçoğumuz için şaşırtıcı bir sonuç değildir. Durumun böyle olduğu sektörde sürekli problemlerden bahsetmek bilinçaltımıza negatif mesajlar göndermektedir. Bunun yerine “Neyi farklı yapabilirim?” sorusunun bilinçaltında ki olumlu etkisinin bilimsel araştırmalarla kanıtlandığı gerçeğini göz ardı etmemek gerekir. Lojistik öğrencilerinin iş hayatında ki ilk rakipleri Endüstri Mühendisleri olacaktır. Bunun öne çıkan en önemli sebebi ise matematik; yani analitik düşünmek. Peki “Neyi farklı yapabiliriz?” Bu sorunun tek kelimelik cevabı istenseydi “Kaizen” derdim. “Kaizen” Japonca”da sürekli artan iyileşmenin ilkesidir ve iyileşme süreci, her gün azar azar artarak sürer. Yani mevcut durumda neye sahip isek, onunla her şeyi daha farklı ve daha iyi yapabiliriz. Bizim ise mevcut durumda sahip olduğumuz tek şeyimiz var; Zekamız. Matematiksel modelleme, simülasyon, optimizasyon gibi matematiğin daha yoğun kullanıldığı alanlarda uzmanlaşmak bir nebze olsun bizi farklı kılacaktır. Tabii ki sadece bunlarda yeterli değil. Özgeçmişinize bakan bir insan kaynakları personeli sizden yabancı dil, sosyal etkinlik, staj/iş tecrübesi, SAP/Netsis gibi yetkinlikler isteyecektir. Durum gitgide daha da zorlaşıyor değil mi ? Devamı da var… Endüstri 4.0’ın lojistik sektöründe de hayatımıza yavaş yavaş girmesiyle birlikte bilgisayar, yazılım ve programlama gibi teknolojik bilgisi daha fazla olan ve kod yazmayı bilen öğrenciler bir adım daha öne çıkacaktır.
Farklı olmanın daha iyi olmaktan daha fazla prim yaptığı bir dönemdeyiz. Örneğin Ryan Air daha iyi olmayı değil, daha uygun fiyata uçak bileti satarak farklılaşması sayesinde şöhret kazandı. Bizde kendimizi farklılaştıracak uzmanlık alanlarımızı oluşturmalıyız. İngilizce de “Golden Hour” dediğimiz Altın Saati verimli kullanarak bile kendimizi herhangi bir konu üzerinde uzmanlaştırabiliriz. Nasıl mı? Her gün normalde kalktığınız saatten sadece 60 dakika daha erken kalkın ve günün sizin için en verimli olan Altın Saatinde uzmanlaşmak istediğiniz lojistiğin herhangi bir alanında kitap veya makale okuyun. Her sabah sadece 60 dakika kitap okumak haftada 1 kitap yapar. Haftada 1 kitap okursanız yılda yaklaşık 50 kitap okumuş olursunuz. Astrofizik dâhil üniversitelerde doktora yapmak için yılda 30-50 kitap okumanız ve bunu bir tezde birleştirmeniz istenir. 1 yıl içerisinde kendi alanınızda 30-50 kitap okursanız, doktora derecesine denk olursunuz. Yani hayatınıza yarar sağlayacağınızı düşündüğünüz bir alanda bir tez yazmışçasına yetkin olacaksınızdır.
Rekabetin üst boyutlara taşındığı lojistik sektörünün hacmi her geçen gün ülkemizde ve dünyada büyümeye devam ediyor. Lojistik sektörünün gelişmeye devam etmesi, hacminin büyümesi ve yaşanan problemlerin dinamikliği, girişimciliğinde bir kariyer alternatifi olduğunu hatırlatmaktadır. Fırsatların fazla olduğu lojistik sektöründe inovatif fikirlerle dünya markası yaratabileceğimiz Girişimcilik derslerini üniversitelerde ve mesleki liselerde müfredata koymanın zamanı geldiğini düşünüyorum. Mevcut durumda sektörün köpek balinalarıyla dolu Kızıl Okyanusunda olduğumuzu ve fark yaratmak için yanlış sularda yüzdüğümüzü düşünüyorum. Bu sularda yüzen büyük balık olamadıkça, hayatta kalmanın zorluğu bizi yeni pazarlar yaratabileceğimiz, rekabetin daha az olduğu kendi Mavi Okyanuslarımızı yaratmaya itmektedir. Lojistik sektöründe yaşanan problemleri bu ülkenin lojistik öğrencileri tarafından geliştirilecek iş modelleriyle çözebilmek için odağın bu noktaya kaydırılması, yakın geleceğimiz adına verilmiş en güzel kararlardan biri olacaktır.
Saygılarımla…
Tolga IRMAK
Lojistisyen
Kaynaklar ve Kitap Önerisi:
Chan Kim – Blue Ocean Strategy
Brain Tracy – Golden Hour
* Görsel tarafımdan Türkçe’ye çevrilmiş ve ekleme yapılmıştır.
Bazen Türkiye’de birden bire lojistik eğitimi veren okulların sayısının çığ gibi arttığını söylüyor, hatta eleştiriyoruz. Ama bunu yaparken, elbette bu okullarımızda yeterli sayıda uzman ve saha tecrübeli eğitmenlerimizin olmayışı veya az sayıda olması, temel eleştiri nedenimizi oluşturuyor. Hatta müfredatların dahi eğitmenlerin hangi konuları anlatabildiğine göre belirlendiğini duyuyor, bu konuda öğrenci arkadaşlarımızın da serzenişlerine tanık oluyoruz. Ancak bugün, yine “iyi ki lojistik bölümleri var, iyi ki lojistik öğrencileri var” dediğim günlerden birisiydi; Yeditepe Üniversitesi Lojistik Kulübü sayesinde. Onlara sonsuz teşekkür ediyorum, ve her biri ile ne kadar gurur duysak azdır diyorum.
Bu tarz konferans, panel, forum gibi organizasyonlara genç lojistikçilerin çok fazla ilgi gösterdiklerini düşündüğümde ise, yukarıda bahsettiğim tezimin sanki biraz doğrulandığını düşünüyorum. Uygulamanın içerisinde yer alan kişileri dinlemeye bu denli ilgi duymaları beni bu tarz düşünmeye itiyor nedense; ancak bu ilgilerini takdir etmeden de geçmek mümkün değil. Bugün Yeditepe Üniversitesi’nin düzenlediği organizasyonda; bir çok farklı üniversiteden öğrenci mevcuttu, hem de Türkiye’nin pek çok farklı illerinden. Sanırım dayanışmanın önemini ve nasıl yapılacağını hepimize bir kez daha gösterdiler, onlarla ne kadar gurur duysak azdır.
(daha&helliip;)