Marmaray, Marmaray, Marmaray… Üç kez Marmaray yazdığımın farkındayım. Bunun elbette bir sebebi var, ama önce şöyle bir tarihçesine bakalım Marmaray’ın. 1987 yılında ilk geniş kapsamlı fizibilite etüdüyle ana hatları belirlenen Marmaray projesinde, güncellemelerle proje aşaması 1998 yılında tamamlanmış, inşasına ise 2004 yılında başlanmış. İstanbul’un Avrupa ve Asya yakalarındaki demiryolu hatlarını İstanbul Boğazı altından geçen bir tüp tünelle birleştiren ve tamamı 76 km olan ve bir “demiryolu projesi” olan Marmaray’ın henüz hizmete açılan kısmı 14 km.lik bölümü. Hedef ise Halkalı Gebze arasında ulaşımın sağlanması.
Proje gerçekte üç bölümden oluşmakta ve biz daha sadece bir bölümüne sahip olabildik. İşte yazımın başlığında üç kez Marmaray yazmamın sebebi de budur. 2015’te tamamlanması planlanan “CR1 Banliyo Hatları İyileştirmesi” etabı Haydarpaşa-Gebze ve Sirkeci-Halkalı banliyo hatlarının iyileştirilmesi projesidir. Bu kapsamda Anadolu yakasında, ortalama iki istasyon arası 4,5 km. olan 10, Avrupa yakasında ise 2 ekstra istasyon açılacak. “CR2 Demiryolu Araç Temini” etabında ise 2014 yılına kadar toplam 440 araç alınması planlanmakta.
2005 yılında, Boğaz geçişinin Avrupa tarafından karaya çıktığı yerde bulunan, Bizans İmparatorluğu dönemine ait arkeolojik kalıntılara yönelik çalışmaların etkisiyle proje planlanandan neredeyse 4 sene geç tamamlanmış. Marmaray için yapılan kazılar sonucu 4. yüzyıl döneminde şehrin en büyük limanı olan Theodosius Limanı gün yüzüne çıkmış, suyun altında yapılan araştırmalar bütün dünyada büyük heyecan uyandırmıştır. Adeta neye niyet neye kısmet dedirten Marmaray çalışmaları esnasında ortaya çıkan pek çok arkeolojik kalıntının olması, projeye ayrı bir heyecan kattı. Hayatımıza hoş geldin Marmaray.
Dr. Hakan ÇINAR