CEBIT fuarı, bizim penceremizden bakıldığında, eski yıllardakine göre bir hayli farklı bir görünüm sergileyerek, bu hafta sonu kapandı. İlgi ile dolaştık, firmalarla konuştuk, söyleşileri dinlemeye çalıştık.
Farklılık olumlu mu yoksa olumsuz mu derseniz, biz bu tür etkinliklere hep mal ve hizmet ihracatı penceresinden baktığımızdan olsa gerek, olumlu diye cevap vereceğiz. Daha önceki yıllarda, tüketici elektroniği ağırlık alabiliyor ve hatta biraz da elektronik panayırını andıran görüntüler de oluşabiliyordu. Hâlâ masamda kullandığım 5+1 hoparlör setini de geçmiş yıllardaki bu fuarlardan birisinden aldığımı anımsıyorum. Bu yıl, buna benzer görüntüler çok daha az ve hediyelik eşya fuarı satışları yok gibi idi.
Bilişim profesyonellerinin yer aldığı 4. ve 8. hollerdeki Türk girişimcilerin manzarası bizleri oldukça memnun etti demek isterim. Bilişim sektörünün, Türk insanının müteşebbis tarafını ortaya çıkaran bir yönü olduğunu düşünüyorum. Yıllar önce oğlum lise birinci sınıftayken, bilgisayar mühendisi olmaya karar verdiğini söylediğinde, seçimini yürekten desteklemiştim çünkü çok bu konuyu çok sevdiğini biliyor ve sektörün geleceğine de güveniyordum. Sonra bilgi güvenliği yüksek lisansını tamamlayıp iş arayışlarına girdiğinde, bilişim ve bilişimde güvenliğin Türkiye genelinde nasıl olduğunu merak edip araştırdığımda, gurur verici tablolar ile karşılaştığımı söyleyebilirim. Zira kendisinden bu sektörün ABD piyasasındaki durumu ile ilgili bilgileri aldığımdan, kıyaslamak olanağı bulabiliyorduk. Ayrıca, İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından tertiplenen bir bilgi güvenliği seminerinde, konusunda adı duyulmuş yabancı uzmanların Türk bilişim ve bilgi güvenliği sektörü gözlemleri, sektör hakkında verdikleri bilgiler ve yaptıkları yorumlar, bizleri gerçekten memnun etmişti. Bu yıl da yine İTO tarafından geleneksel olarak yapılan, Başarılı KOBİ yarışmasının, Teknoloji ve İnovasyon dalında birinci ve ikinci gelen firmaların, bilişim sektöründen olmaları da ilginç ve sevindirici bir tesadüf oldu.
CEBIT 2012 Fuarını gezerken gördüğümüz ve yabancıları temsil edenlerin dışında, kendi üretimlerini teşhir eden Türk firmalarının geldikleri yerler gerçekten memnuniyet verici. İlginç ayrıntılarda yoğunlaşan ve milli kaynaklı çözüm geliştiren firmalar gittikçe çoğalıyor. Gerek yazılım ve gerekse donanım konusunda üretime giren firma sayısı, sektörün geleceğine ümit veren bir biçimde artış gösteriyor.
Bilişimin ihracatımızda aldığı yerin, hak ettiğinden çok daha aşağılarda olduğuna inanmaktayız. Öte yandan bu sektörde, özellikle yazılım konusunda yapılacak ihracatın, başka konularda yapılacak ihracatlara göre çok daha fazla katma değer taşıdığını düşünmek pek de yanlış olmaz sanırım. Zira bu ihracatı yapmak için ithalat yapmanıza gerek olmayacak. Buyurun size cari açığı körüklemeyecek, üstelik net azalma getirecek bir ihracat kalemi. Üstelik ülkemizde bu konuda para kazanabileceklerini düşünen akıllı insanlarımızın yurt dışına gitmesini ve beyin göçünü de engelleyecek bir durum. Sektörün başka ülkelerdeki durumunun bizden epeyce ileride olduğunu herkes biliyor da bizim onlarla iletişim ve işbirliği ile durumun hızla lehimize gelişeceğine inananlar da pek az değil.
Günümüzde bilişimin dokunmadığı alan neredeyse kalmadı, iletişim onsuz olmuyor, bilgi aktarımında sağladığı kolaylıklar olmasa ne yapardık bilemem, hele veri analizinde sağladıkları yadsınamaz bir gerçek. Tüm bunların hepsinin altında ve arkasında insan zekâsının ve aklının kullanımının yattığını düşünürsek, turizme bacasız fabrika derdik buna ne ad takarız bilemem amma özellikle yazılımcıların, hammaddesiz üretim yapan fabrika oldukları bir gerçek.
Şefik ERGÖNÜL