Son dönemin en popüler ödeme şekillerinden birisi halini aldı “Nakliyeci Mukabili”. Bu da nereden çıktı, böyle bir ödeme şeklide mi var diye düşündünüz eminim bir an için. Mal mukabili,vesaik mukabili, akreditif mukabilini duyduk, ama bunu hiç duymadık diye mırıldanıyorsunuz içinizden belki de. Elbette resmi literatürde böyle bir ödeme şekli yok; ama ithalat ihracat yapan firmalar varmış gibi davranıyorlar nedense.
Taşımacılık yapan firmalar özellikle Dış Ticaret’te, ithalat veya ihracat yapan firmaların çok önemli bir partneri, hatta stratejik iş ortağıdır. Önce mevcut ödeme şekillerini biraz hatırlayalım, ve sonra da bakalım nakliyeci mukabili, bunların neresinde yer alıyor.
Dış Ticarette klasik tabirle dört, ancak gerçek manada beş farklı ödeme şekli olduğunu biliriz. Bunlardan ilki peşin ödeme şeklidir. İthalatçı için en riskli ödeme şekli iken satıcı için ise en avantajlı olanıdır. Nakliyeci açısından bakıldığında, alıcıya orjinal dökümanlar doğrudan ulaştırılacağı için, gayet rahat bir şekilde işlemler gerçekleşir ve herhangi bir banka sürecine de gereksinim bulunmamaktadır. Vesaik Mukabili ödeme şeklinde; ihracatçı orjinal evrakları alıcıya göndermez. Burada nakliyecilerin de herhangi bir orjinalin alıcının eline geçmemesine dikkat etmesi gerekir. Çünkü tüm orjinal evraklar satıcı tarafından alıcıya banka kanalı ile gönderilirken, taşıma belgeleri de genellikle yine alıcının bankası ermine düzenlenir ve ciro veya banka onayı sonrasında alıcıya teslim edilmesi istenilir. Kabul kredili Vesaik Mukabili işlemler de ayrı bir ödeme şekli statüsündedir. Burada tek fark, bir poliçe aracılığı ile orjinal evrakların alıcıya teslim edilmesidir. Ancak Kabul Kredili İşlemler’de de nakliyecinin orjinal evrakları alıcıya teslim etmemesi gerekir. Fakat, Vesaik Mukabili’ne göre önemli bir fark söz konusudur, nakliyeci ithalatçıya vesaik teslim ederken (bizim ülkemizde ordino teslimi esnasında) transfer dekontu yerine bu kez banka avail taşıyan poliçe ile işlemi gerçekleştirmesi gerekir. Akreditifli işlemlerde ise yine işleme banka aracılık eder. Burada da ihracatçı orjinal evrakları banka kanalı ile göndermek zorundadır, fakat nakliyecinin de, firmanın gümrük müşavirinin de bilmesi gereken en önemli ayrıntı, dökümanların akreditif sözleşmesine tümü ile uygun olması zorunluluğudur.
Son olarak Mal Mukabili ödeme şeklinden söz etmek gerekiyor. Bu ödeme şekli, ihracatçının tümü ile risk alarak ve ilgili vesaiki (belgeleri) serbest olarak alıcıya yolladığı ödeme şeklidir.
İşte tam burada, Nakliyeci Mukabili yakıştırmamdan söz etmek gerekiyor. İhracatçı müşteriyi kaçırmamak için istemeye istemeye de olsa Mal Mukabili ödeme şekli ile anlaşmayı kabul eder ve ihracatı gerçekleştirir. Orjinal dökümanlar elindedir ve genellikle nakliyeciye teslim edilerek alıcıya gönderilmesi sağlanır. Artık araç yoldadır ve varmak üzeredir; ancak işte ne olursa o zaman olur ve ihracatçı nakliyeciye bir talimat vererek, evrakları alıcıya teslim etmemesini, ödemenin yapıldığının kontrolünü, transferin teyidini…..kısaca ister de ister. Çünkü nakliyeci banka gibi bu iş için masraf almaz, çünkü nakliyeci ne denilirse onu yapmayı ister, çünkü nakliyeci emir kuludur.
Nakliyeci hata yaparsa, canını yakması da kolaydır. Nakliyeci yükü götürür, ve beklemeye başlar, emir büyük yerdendir ve yapacak bir şey yoktur. Başta taşıma belgesi olmak üzere, evraklar alıcı adına düzenlenmiş olmasına ve nakliyecinin de aslında malın sahibinin alıcı olduğunu bilmesine ragmen, yapabileceği bir şey yoktur; çaresiz ihracatçının teslim için onay vermesini bekler. Ve böylece bu yapılanlar da bir ödeme şekli gibi, “Nakliyeci Mukabili” adı ile literatürümüzdeki yerini alır.
Dr. Hakan ÇINAR