Bir bayram lojistiği kavramı yoktu hayatımızda, ha işte o da oldu sonunda derseniz, hiç şaşırmam. Aslında yazının başlığı espri gibi algılansa da hiç de öyle değil, yani gerçekten de bayram lojistiği diye bir deyim kullanmak bence yerinde olur. Bayram döneminin, özellikle perakende sektörü için ne denli önemli, ne denli yoğun olduğunu düşündüğümüzde, bayram lojistiğinden ne anlamamız gerektiği de zannederim ortaya çıkmış oluyor. Bayram döneminin en önemli oyuncusu da işte bu sebepten ötürü, kargo ve dağıtım sektörü olarak lojistik içerisinde yerini almakta. Perakendeciler haklı olarak, bir yandan, bayram öncesi alışveriş yoğunluğundan maksimum düzeyde fayda sağlamaya çalışırlarken, bir yandan da var olan alışkanlıklarını çok da değiştirmeden minimum stokla ürünleri depolayıp, satışı destekler bazda mağazalarına mal pompalamayı ve böylelikle stok maliyetine de katlanmamayı hedefleyince, ortaya önemli bir gerilim filmi çıkıyor. Bu gerilim filminin de başrol oyuncuları da yukarıda da bahsettiğim gibi özellikle kargo olmak üzere, tüm dağıtım yapan şirketler oluyor. Sektörde o alanda çok uzun süredir çalışan arkadaşlarımın, bayramı herkesten daha dört gözle beklemelerinin sebebinin bu olduğunu ben iyi biliyorum, umarım çevresindeki dostları da onların bu duygularını paylaşıyorlardır.
Geçtiğimiz günlerde Türk kargo sektörünü çatısı altında toplayan sivil toplum örgütü olan, KARİD’in Başkanı ve MNG Kargo Genel Müdürü, sektörün duayen isimlerinden Sayın Aslan Kut’u Dünya Ekonomi TV’deki Trend Lojistik programıma konuk ettim. Türkiye KARİD’in açılımı, “Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği”, evvela Başkan’ın yaptığı gibi ben de bunu belirterek sohbetimizin bir bölümünü bu yazımda aktarmak isterim, çünkü çok kapsamlı bir program yaptık kendisi ile, ama özellikle Başkan’ın “Yeni Posta Kanunu” ile ilgili düşüncelerini ve bu konudaki yorumlarımı bir sonraki haftaya bırakmak, bu yazımda ise sadece kargo sektörünün ortaya çıkış faktörlerinden bahsetmek istedim.
Değerli Başkan’a, zor bir sektörde çalışıyorsunuz değil mi diye sorduğumda, gözlerindeki ışık ile ağzından çıkan cümleler çok örtüşüyordu. Başkan, “evet sektör zor ama bir o kadar da zevkli ve heyecanlı” diyerek yaptığı işe duyduğu sevgi ve saygıyı dile getirmiş oluyordu. Sayın Kut’a Türkiye’de kargo sektörünün ne zaman ortaya çıktığını sordum. Kendisinin sektörün doğuşuna ilişkin sözlerine köşemde yer vermek isterim: “Türkiye’de 80’li yıllara kadar kargo şirketleri ker almıyorken, bu yıllardan itibaren yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladılar. Türkiye 80’li yıllara kadar kapalı bir ekonomi sürdürüyor ve stoklu gidilen bir anlayışı muhafaza ediyordu. Ancak, ekonominin hareketlenmesi, ticaretin gelişmesi ve özellikle uluslararası ticaretin de artmaya başlaması ile firmalar, ürünleri stokta tutmak yerine raflara koyup boşaltmaya ve yerine yeniden ürün koymaya başlar hale geldiler. 80’li yıllarda, ambarlar, bagaj bölümleri ve posta idaresi ile sınırlı kargo hizmeti var idi ve hiçbirisi ticaret hayatının akışına hız kazandırabilecek düzeyde değil. 82-83’e gelindiğinde kargo sektörü oluşmaya başladı, o yıllarda henüz ambarlar ile kargo yapılanması arasında git-gel yaşanan bir dönemdi.
Sektörün çok dinamik, önü açık, insan kalitesinin çok önemli olduğu ve ulusal ağı dünyaya bağlayabilecek bir kurgu ile oluşmaya başladığı dönem işte bu dönemdir. 90’lı yıllara kadar teknoloji çok önde değildi, ama 1990-2000 yılları arasını niteliksel gelişim süreci olarak kabul etmek gerekir. Yanı sıra, binlerce on binlerce insanın hizmet ürettiği bir çalışma ortaya çıkınca, yönetsel bağda kurumsal yapıya sahip olunması gereken bir zaman dilimi de başlamış oldu. Bu dönemde firmalar kurumsallaşarak kendilerini yapılandırmaya ve özellikle işgücünün niteliğini arttırmaya başladılar ve enerjilerini buna harcadılar. Yine bu yıllarda hizmet çeşitliliği çok ihtiyaç olmaya başladı.”
Sevgili Başkan’la sohbetimiz daha da derinleşti, O anlattı ben sordum, ben sordum O anlattı. Bir sonraki yazımda hem sektörü daha yakından tanıyacak, hem de Posta Kanunu ile ortaya çıkan ilginç tabloyu okuyacaksınız. Herkesin geçmiş bayramını kutluyor, çok güzel yeni bayramlar diliyorum.
Dr. Hakan ÇINAR