Üretici ihracatçı bir dostumuzla yaptığımız sohbet, biraz eski yıllara yönelmiş ve karşılıklı hatıralarımızı dillendiriyorduk. Arkadaşımızın hatırladığı bir görüşme hakkında yaptığı yorum beni oldukça etkiledi. Yılar önce kendisini ziyarete gelecek olan yabancı alıcılarla yapacağı bir görüşme için benden destek isteyerek, birlikte olmamızı rica etmişti. Geçenlerde yaptığımız bu sohbette, o zaman ziyarete gelen, biri kadın diğeri erkek iki kişinin, gerek davranış ve gerekse giyim kuşamlarını hatırlayarak ve daha da önemlisi, birkaç kelime Türkçe ifade ile sohbet ortamını sıcak bir hale getirmelerini güzel bir anı olarak anlattı. Özellikle de ilk karşılaşmada yaratılan etkinin ne kadar önemli olduğunu ve bu kişilerin bunca yıl sonra, diğer ziyaretçilerden farklı olarak hatırlanmasında öne çıkan detayların önemini konuştuk.
Küresel ticarette herşey ürüne, fiyata ve ticari detaylara bağlı değildir. Her ülke insanının kendine has davranış biçimi, geleneksel ticari anlayışı, önyargıları, kemikleşmiş adetleri ve önyargıları vardır. Bizler de hedef pazarımızın insanlarının bu eğilimlerini bilerek davranış ve tutumlarını anlayarak iletişimlerimizi yönetirsek, sonuçların olumlu olmasının önünü açararız.
Alman insanının dakikliği ve detaylara hakimiyetini bilmeyen yoktur. Ancak aynı şeyleri Orta Doğu insanından beklemek, sanırım bir hayli iyimser olmayı çağrıştırır. Zamanlama konusunda, bizlerin de pek iyi bir tutumumuzun olmadığı da bir gerçek. Randevuların, toplantıların geç başlaması neredeyse adetten olmuş gibi.
Kuşkusuz farklı olmaya ve işi olması gerektiği gibi yönetmeye çalışanlarımız yok mu, var elbette amma ne oranda, orası şüpheli. Toplantı gündeminin ( ki o da varsa) tam olarak işlenebildiği ve önceden yapılan zamanlamanın tutturulabildiği az görülen bir olay. Ancak, Akdenize kıyısı olan ülkelerin insanlarını ve Latinleri dışarıda bırakırsak, Batılı ve Japon iş insanlarının bu konudaki tutumları oldukça keskin ve programlanana uyum şeklindedir.
Gidilen ülkenin insanlarının davranışlarını öğrenmek, giyim kuşam adabını anlamak, iş hayatındaki kadın erkek ilişkilerini bilmek, yapılacak görüşmelerin oldukça olumlu geçmesini sağlayacaktır. Görüşmelerde, konuşmalarda, sohbetlerde nelerin yapılmaması veya ne tür şakaların yapılabileceğini bilmek bizi rahat kılacaktır. Anılarımızdaki misafirlerimiz gibi, gittiğimiz ülkenin dilinde yapılacak tanışma memnuniyetini belirtme, selamlaşma ve teşekkür gibi ifadeler, yapılacak görüşmelerin samimi bir ortama girmesini veya ayrılırken hatırlanan bir iz bırakılmasına yol açacaktır.
Gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerde gideceğiniz görüşmelerde giysilerinizin, zarif ve uyumlu olması sizlere artı puan kazandıracaktır. Görüşeceğiniz kişilerin sosyal seviyelerinin bilinmesi halinde, onlarla birlikte bulunulacak ortama uygun giyinilmesi, size karşı davranışların daha olumlu olmasını sağlayabilir. Öte yandan, özellikle daha az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin iş insanlarıyla görüşürken çok şık ve zengin görünümlü kıyafetler içerisinde olmak da olumsuz etki veya tedirginlik yaratabilir. Bu nedenle, içerisinde bulunacağınız ortamın gerektirdiği gibi giyinmek ve oraya uygun davranmak her zaman bizlerin daha kolay kabullenilmemizi sağlayacaktır.
Verilecek hediyelerin değerinin, “bu bir rüşvet mi acaba” sorusunu sordurmayacak kadar bir değerde olması gerekir. Bazı ülkelerde hediye alıp vermeye, değer yönünden sınır bile konulmaktadır. Batıl inaçların neler olduğunun bilimesi, verilecek hediye paketinin renginin ve hediye sayısının o ülkenin batıl inançlarına ters düşmemesi de düşünülmelidir. Size verilen hediyenin, veren kişinin önünde açılıp açılmayacağı konusu bile, ilişkilerinizin gelişmesini etkileyebilir.
“Beyefendi bu kadar ince detayın arasında işi nasıl yapacağız” diye sormayın zira bir atasözü der ki “şeytan ayrıntıda gizlidir.” Hakkında olumlu yorumlar yapılan işlere bir bakın, ayrıntıların ne kadar titizlikle hazırlandığını ve uygulandığını göreceksiniz.
Şefik ERGÖNÜL