Sovyetler Birliği’nin dağılması, Orta Asya’ daki Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine olan talebi arttırmıştır. Söz konusu talebin artmasındaki en önemli nedenler bölge ülkelerinin sahip olduğu önemli enerji kaynaklarıdır. Tabi ki bir diğer neden ise, uzun yıllar dünyadan adeta kopuk yaşamış bu ülkelerin bağımsız kalmalarıyla birlikte özellikle Avrupa Birliği üyesi ülkeler gözünde önemli bir pazar olarak görülmeleridir.
Durum böyle olunca, özellikle bölgeye yakın ve hâkim ekonomik konumda olan Avrupa Birliği üyesi ülkeler, söz konusu bölgeyi içine alacak şekilde Avrupa’ya bağlayacak bir ulaştırma koridoruna sahip olma fikrine sahip olmuşlardır. Bu amaç doğrultusunda, Avrupa Birliği ile Avrupa Kafkasya Asya Ulaştırma Koridoru – TRACECA adında bir proje oluşturulmuştur. TRACECA, Avrupa’dan doğu-batı ekseninden, Karadeniz boyunca, Kafkaslar ve Hazar Denizi üzerinden Orta Asya’ya açılan bir taşımacılık koridorunun geliştirilmesine yöneliktir.
TRACECA projesinin, Türkiye’yi; ulaştırma sektörü, yabancı yatırımlar, turizm sektörü ve bölgesel kalkınma açısından etkilemesi beklenmektedir.
TRACECA Projesi, projeye dâhil olan ülkelerin ulaştırma altyapılarının ve mevzuatlarının birbirleriyle ve Avrupa Birliği ile uyumlu hale gelebilmesi için alt projelere sahip olan bir projedir. Bu projeler arasında Türkiye’yi etkileyen noktalar arasında karayolu transit geçişlerinin kolaylaştırılması amacıyla IRU ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız aracılığıyla işlerlik kazandırılan Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Transit Kolaylıkları Sağlanması Projesidir. Söz konusu proje kapsamında henüz formalitelerini tamamlamamış ülkelerin TIR ve ADR anlaşmalarına dâhil olmaları gerektiği maddesi yer almaktadır. TIR sözleşmesine hali hazırda taraf olan ülkemiz, anılan proje kapsamında 2010 yılında ADR Anlaşmasına da taraf olmuştur.
Söz konusu anlaşma ile birlikte hali hazırda ADR anlaşmasına taraf olan ve TRACECA koridoru üzerinde bulunan ülkelerin karayolu ulaştırma modu kullanılarak yapacakları tehlikeli madde taşımaları da ülkemiz üzerinden yapılabilecektir. Çünkü anlaşma içeriğine göre taşımayı yapan araçlar ADR’ye uygun hale gelirken, taşımaları gerçekleştiren sürücüler de eğitimli duruma geçmektedirler.
Yine demiryolu ulaştırmasının ulaştırma modları içindeki payının arttırılması ve özel sektörün söz konusu taşıma tipinde daha çok rol alması için ülkemizin kalkınma planlarına ve TRACECA genel vizyonuna uygun olarak Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun meclisten geçirilmiştir. Böylelikle özel sektörün demiryolu taşımacılığına daha fazla dâhil olması sağlanarak, demiryolu yatırımlarının daha hızlı bir şekilde istenilen noktaya gelmesi ve TRACECA Projesine uygun olmasının önü açılmıştır.
TRACECA Projesi’nin Türkiye’ye etkileri anlamında üzerinde durulması gereken unsurlardan biri de Lojistik Köyler’dir. Projenin farklı taşıma modlarının entegrasyonunu zorunlu kılmasıyla birlikte hem modların birleşme noktası hem de farklı lojistik fonksiyonların tek bir merkezden ülke ekonomisine katkıda bulunacak şekilde yönetilmesi sağlanmış olacaktır. Türkiye’de bugün 16 ayrı merkezde lojistik köyler ile ilgili çalışmalar sürdürülüyor. Daha fazla lojistik köyün devreye girmesiyle birlikte ekonomide ve sosyal alanlarda da gelişime katkı sağlanmış olacaktır. Lojistik köylerin geliştirilmesi, birbirleriyle ilişkileri olmayan birtakım kullanıcılar tarafından gerçekleştirilen eşya hareketlerinin bir ölçek ekonomisi kapsamında yönetilmesi açısından önemli faydalar sağlayacaktır.
Söz konusu üstünlükleri sayesinde taşıma maliyetleri düşerken lojistik faaliyetler daha güvenli bir şekilde gerçekleştirilebilecektir. Diğer taraftan kombine taşımacılığın gelişmesine de büyük katkı sağlayacak lojistik köyler sayesinde Türkiye’nin en çok kullandığı ve maliyetli bir taşıma şekli olan karayolu taşımacılığının tüm ulaştırma modları içindeki payı demiryolu taşımacılığının ağırlığını koymasıyla birlikte düşecektir. Böylece hem taşıma maliyetleri düşecek hem de çevreye daha saygılı ve doğa dostu bir ulaştırma zemini kendisini bulmuş olacaktır.
Lojistik köyler kullanılarak liman ve demiryolu ile bağlı olan ülkelere taşımacılık yapmak mümkün olduğu gibi kombine taşımacılık altyapısını kullanarak da Asya ve Avrupa ülkelerine de sevkiyat gerçekleştirilmesi kolaylaşmaktadır. Bu bağlamda; TRACECA Projesi dâhilinde olan Türkiye’nin, bu proje kapsamında gerçekleştireceği lojistik köyler, mevcut ulaştırma altyapısının modernizasyonu, demiryolu gibi düşük maliyetli ve doğa dostu bir ulaştırma modunun geliştirilmesi gibi fiziksel altyapı edinimlerine sahip olmasına ve ayrıca ulaştırma anlamında bölgesel uluslar arası konvansiyonlara taraf olmasını ve bunları iç mevzuata aktarmasına neden olmuştur.
Ümit SEÇKİN