CMR (Convention Marchandise Routier) sözleşmesi 1978 yılında Cenevre’de oluşturulmuş ve 1979 yılında Birleşmiş Milletler tarafından imzalanmak üzere Dünya devletlerine gönderilmiştir. Türkiye, 1995 yılında bu sözleşmeyi imzalayarak Uluslararası Karayolu nakliyesi için sözleşmenin şartlarının geçerliliğini onaylamıştır.
CMR, yükün uluslararası taşınmasında göreceği zarar, ziyan, kayıp ve gecikmeler için tarafların sorumluluk ve yükümlülüklerini ortaya koyan çok uluslu bir anlaşmadır. Taraflar gönderici, taşıyıcı ve alıcı olarak ele alınır.
CMR konvansiyonuna göre taşıyıcı, yükü teslim aldığı andan alıcıya teslim edene kadar yüke kısmen veya tamamen gelecek zarar, ziyan ve kayıplardan sorumlu olduğu gibi gecikmeden de sorumludur.

CMR Konvansiyonu
CMR Madde 19 şu şekildedir: “Yük kararlaştırılan zaman limiti içinde teslim edilmemiş ise veya kararlaştırılmış zaman limiti olmadığı hallerde, taşımanın normal süresi ve özellikle parçalı yüklerde tüm yükü bir araya getirmek için gerekli zaman, gayretli bir taşımacıya gerekli zamanı geçiyorsa teslimde gecikme var demektir.” Buradan anlaşılacağı üzere temel olarak, yükün göndericiden teslim alınmasından alıcıya teslim edilmesine kadar geçen süre, yükün taşınma süresinden uzun ise taşıma süresi aşılmıştır. Bu da gecikmenin varlığından söz edebileceğimiz anlamına gelir.
Taşıyıcının gecikmeye bağlı sorumluluğunun oluşabilmesi için yük sahibinin meydana gelen gecikmeden zarara uğramış olması gerekmektedir. Yük, alıcısına geç de olsa teslim edilmelidir. Yükün, alıcısına hiç teslim edilmemesi durumunda gecikmeye bağlı sorumluluk değil, yükün tamamen zayi edilmesinden kaynaklanan sorumluluk söz konusu olacaktır. Taşıma sözleşmesinin tarafları, CMR Madde 19’da ifade edildiği gibi, taşıma süresini belirleyebilirler. Yapılacak olan taşıma için belirli bir sure kararlaştırılmadıysa, taşıma süresi basiretli bir taşıyıcı için gerekli olan süre kriterleri dikkate alınarak belirlenir.
Taşıyıcının gecikmeden sorumlu tutulabilmesi için gerekli olan şartlardan biri de gecikme ile zarar arasında illiyet bağının bulunmasıdır. Taşıyıcıdan talep edilen zararın gecikme dışında başka bir nedene bağlı olarak meydana gelmesi halinde taşıyıcı sorumlu olmayacaktır ve tazminat talebine olumlu cevap verilmeyecektir. Talep sahibinin gecikme ve zarar arasındaki illiyet bağını ispat etme zorunluluğu vardır.
Gecikme meydana geldiği durumda taşıyıcı gecikmeye bağlı olarak oluşan zarardan sorumludur. Taşıyıcının bu sorumluluktan kurtulabilmesi için, gecikmenin CMR Madde17.2’de belirtilen nedenlere bağlı olarak oluştuğunu ispat etmesi gereklidir.
Teslimatta yaşanan gecikmelerden dolayı oluşacak zarara bağlı tazminat taleplerinin taşıyıcıya bildiriminin yapılması için belirli süre vardır. Bu süre CMR Madde 30/3-4’te şu şekilde belirtilmiştir: “30.3. Yük alıcının kullanımına verildiği tarihten sonraki 21 gün içinde durum yazılı olarak taşımacıya bildirilmemiş ise, teslimdeki gecikmeler için tazminat ödenmez. 30.4. Bu maddedeki zaman limitlerini hesap ederken duruma göre teslim tarihi, kontrol tarihi veya yükün alıcıya verildiği tarih sayılmayacaktır.”
Taşıyıcının gecikmeden kaynaklanan sorumluluğunun sınırı, CMR Madde 23.5’te belirlenmiştir. CMR Madde 23.5 şu şekildedir: “Gecikme halinde, hak sahibi zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlarsa, taşımacı bu zarar ve ziyan için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat öder.” Buradan anlaşılacağı üzere CMR konvansiyonuna göre taşıyıcının gecikme kaynaklı zararlardan dolayı ödemesi gereken tazminat taşıma ücretini geçemez. CMR Madde 27/1’e göre yük sahibi ödenecek tazminat için faiz talebinde de bulunabilir. Yılda %5 olarak hesaplanacak faiz, ödeme isteğinin yazılı olarak taşıyıcıya gönderildiği tarihten itibaren başlar. Yük sahibi yazılı olarak istekte bulunmadıysa, faizin işletilme tarihi olarak dava açılma tarihi dikkate alınır. Faizin işlemeye başlaması için yazılı talebin taşıyıcıya iletilmesi şarttır.
Gecikmeye bağlı oluşan zararın tazminatına ölçü olan ücret, taşıma sözleşmesinde belirlenen güzergahın tamamı için belirlenen ücrettir. Güzergah birden fazla taşıma rotasının birleşiminden oluşuyorsa bile, tazminat güzergahın tamamı dikkate alınarak belirlenmelidir. Ayrıca, yükün birden fazla araç ile taşınması durumu mevcutsa sadece gecikmenin oluştuğu araçla yapılan taşıma için ödenen ücret değil, tüm taşıma için ödenen ücret dikkate alınarak tazminat tutarı belirlenmelidir.
Taşıyıcının gecikme kaynaklı oluşan talep için ödemek zorunda olduğu tazminatın belirlenmesinde sadece taşıma ücreti dikkate alınmalıdır. Yük için yapılmış diğer masraflar gecikme kaynaklı tazminat taleplerinin hesaplanmasında kesinlikle dikkate alınmamalıdır.