Başbakan Sayın Davutoğlu tarafından açıklanan Dönüşüm Programı ve Eylem Planı’ndan birisi de Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı Eylem Planı’dır.
Bu programı ve eylem planlarını çok önemsiyorum ve hatta “lojistiğe dönüşüm” vurgusunu duyunca çok heyecanlandım.
Bu plandaki bazı politikalar ve eylem planları hakkında yorumlarımı sizinle paylaşmak istiyorum.
Eylem planı: Lojistik Koordinasyon Kurulu oluşturulacaktır.
Yürekten destekliyorum ve hayata geçirilmesini dört gözle bekliyorum. Hatta daha ileriye götürüyorum. Kurul yerine Lojistik Bakanlığı olmalı ve “Haberleşme” ayrı tutulmalıdır.
Eylem planı: Lojistik mevzuatı yürürlüğe konulacaktır.
Açıklamadaki “… tüm taşımacılık modlarını içerecektir” yerine “…..lojistiğin bütün unsurlarını ve fonksiyonlarını içerecektir.” diye yazılsaydı, “taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm” kavramı tam karşılanmış olurdu. Ayrıca; özellikle resmi yazılarda kelimelerin mümkün olduğunca Türkçe karşılığının kullanılması dilimizin doğru kullanılmasına yardımcı olacaktır. Örneğin; burada “taşıma modları” yerine “taşıma türleri” kullanılabilir.
Eylem planı: Lojistik sektöründe kamu kurum ve kuruluşlarınca lojistik maliyetlerin düşürülmesi ve işlem sürelerinin kısaltılmasına yönelik çalışmalar yürütülecektir.
Lojistik, sadece LOJİSTİK firmaları tarafından YAPILMAMAKTADIR ve Türkiye’de nakliye haricinde lojistiğin diğer fonksiyonlarında “dış kaynak” kullanım oranı düşüktür. Çok sayıda endüstride, lojistiğini kendi kaynakları ile yapan çok sayıda firma vardır ve bunun böyle devam edeceği tahmin edilebilir. Bu firmaların maliyetleri, işlem süreleri ve diğer ihtiyaçları da düşünülmelidir.
Eylem planı: Lojistik İstatistik Portalı ve Veri Tabanı kurulacaktır.
Harika ve umarım gerçekleşebilir. Veri olmadan bilgi olmaz ve fikir üretilemez ve fakat firmalar, lojistik ile ilgili kendi verilerini tutabiliyor mu? Ne kadar sağlıklı tutabiliyor?
Politika: Lojistik firmalarının taşımacılık yanında modern depoculuk anlayışıyla tedarik zincirini yönetecek şekilde yapılanması ve Eylem planı: Lojistikte modern depoculuk anlayışına geçişin sağlanması için standart proje oluşturulacaktır.
Lojistik firmaları, tedarik zincirini (TZ) yönetemez. Lojistik firmaları, TZ’nin yönetilmesine destek olur ve TZ’nin yönetilmesine yönelik hizmetler verir.
Yanlış tanımlar üzerine doğru planların yapılması çok zordur. TZ, hâlâ ya yanlış tanımlanıyor ya da yanlış anlaşılıyor.
Dünyada lojistik firmasının yönettiği TZ örneği yok (“VECTOR & GM” gibi birkaç örnek oldu yaklaşık 10 sene önce ama BAŞARILI OLAMADI.) ve Türkiye’de bu, çok çok… ZOR (hatta İMKANSIZ).
Lojistik firmalarına, yapabileceklerinde fazla sorumluluk yüklenmemelidir.
Ayrıca; TZ, sadece DEPO olarak düşünülmemelidir. Depo, hem lojistik hem de TZ için çok önemlidir ama tek lojistik fonksiyonu değildir. Nakliye ve depo ve diğer lojistik fonksiyonları, birlikte düşünülmeli ve uygulanmalıdır.
Lojistik ve TZ dinamiktir. Standart bir proje yerine iyi bir depo ve depo yönetimi için STANDARLAR belirlenebilir.
Sorumlu kuruluş olarak belirlenen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yerine Lojistik Koordinasyon Kurulu, daha doğru bir “sorumlu kuruluş” olabilirdi.
Bu politika altındaki diğer eylem planları, “Lojistik firmalarının ortak proje yürütme ve işbirliği yapabilme kapasitelerinin geliştirilmesidir” ve “Lojistik firmalarının AR-GE projelerinin desteklenmesidir”. Buna yönelik çalışmaların yapılmasını destekliyorum ama uygulanabilirliğini düşük bir olasılık görüyorum. Neden mi? Yazması çok uzun sürer ama umarım yanılırım.
Eylem Planları: Yurtdışı lojistik merkez ihtiyaçlarını ve modellerini belirleyen bir rapor hazırlanması ve yurtdışında lojistik merkezler kurulması
Özellikle Türkiye için çok önemli bir Pazar olan AB için Türkiye’nin en önemli rakibi olan Çin’in Avrupa’da yapmış olduğu çalışmalar (Almanya’da havalimanı, Pire Limanı vs.) düşünülürse, biraz geç kalmış olsa bile iyi bir politika ve eylem planları olduğunu söyleyebilirim.
Her ne kadar “Taşımacılıktan Lojistiğe” olarak tanıtılmış olsa da içerdiği eylem planları nedeniyle yine “taşımacılık” ağırlıklı olup lojistiğin diğer unsurlarına ve fonksiyonlarına yönelik eylem planlarının ya çok az ya da hiç olmadığını söyleyebilirim. Ayrıca; hazırlanması düşünülen Lojistik Master Planı’ndan önce Türkiye’nin Tedarik Zinciri röntgeni çekilmeli ve lojistik planlamalar, buna göre yapılmalıdır. Unutmayalım önce Tedarik Zinciri, sonra Lojistik!!
Eğitim ve insan kaynağı gibi önemli bazı politikalar ve eylem planları da eklenebilir.
Sayın Başbakan, “dönüşüm programları ve eylem planlarını” açıklarken bunların “bir temenni olmadığını” söyledi. Umarım bu programlar ve planlar, gerçekten hayata geçirilir.
Bir, Sıfırdan iyidir.
Gerçekleşmesi için her türlü desteği vermeye hazırım.
Saygılarımla,
Oruç KAYA
O2 Lojistik Yönetim Danışmanlık