10. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2014-2018) TBMM’de kabul edildikten sonra geçen hafta içinde yayınlandı (İsteyen, Kalkınma Bakanlığı’nın web sayfasından plana ulaşabilir). Ben, lojistik ile ilgili bölümlerde dikkatimi çeken unsurları sizinle paylaşmak isterim.
Lojistik ve Ulaştırma başlığı altındaki “Amaçlar & Hedefler” bölümündeki Madde 829’da “Lojistikte ulaştırma, depolama, envanter yönetimi ve gümrükleme alt maliyetleri göz önünde bulundurularak, transit taşıma süresinin kısaltılması, hasarsız teslim oranının yükseltilmesi, güvenilirlik ve hız unsurları öne çıkarılarak müşteri hizmet düzeyinin artırılması hedeflenmektedir.” diye yazılıdır. Bu güzel, zira Dokuzuncu Plan’da böyle bir yaklaşım yoktu. (Her ne kadar 10. Plan’ı hazırlayan ekip hakkında bilgiler olmasa da yukarıdaki cümle, lojistik ile ilgili yetkin kişilerden destek alındığını gösteriyor.). Öte yandan; depolama ve envanter yönetimi ile ilgili alınacak uygulamaları ve hareket planlarını çok merak ediyorum.
Madde 829’da depolama ve envanter gibi kavramlara yer verilmiş olmasına rağmen yine ulaştırma ağırlıklı bir plan olmuş.
“Politikalar” bölümündeki Madde 833’de “Lojistik pazarında faaliyet gösteren firmaların yeterli ölçek büyüklüğüne ulaşması desteklenecektir.” Bunun ölçüsü nedir ve nasıl yapılacağını çok merak ediyorum. Veya küçük ölçekli firma istenmiyor olabilir mi? Madde 839 ve Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı başlığı altındaki “lojistikte yerli küçük firmaların birleşmesinin desteklenmesi” ibaresi sanki bu sorumu daha da derinleştiriyor gibi?
Lojistiğe Dönüşüm Programı başlığı altında “ Lojistik firmalarının taşımacılık yanında modern depoculuk anlayışıyla tedarik zincirini yönetecek şekilde yapılanması” diye yazılıdır. Sanırım henüz lojistik ve tedarik zinciri kavramları hâlâ tam oturmamış.
Bir lojistik firmasının, her hangi firmanın tedarik zincirini yönetmesi imkansızdır. Çok iddialı olmayayım. İmkânsız değil ama çok çok çok …. Zordur ve hatta dünyada hiçbir firmanın “al benim tedarik zincirimi yönet” diyebileceğini de sanmıyorum.
Tekrar hatırlatmak iyi olur !!! Tedarik zinciri, lojistik demek değildir. Tedarik zinciri, lojistiği kapsar. Lojistik, tedarik zincirinin bir parçasıdır. Lojistik, tedarik zincirinin hareket etmesini sağlar, yardımcı olur. Tedarik zinciri, sadece taşımacılık ve modern depo ile kotarılacak kadar da kolay değildir. (Yukarıdaki “yetkin kişilerden destek alındığı” cümleme bir soru işareti koyuyorum.)
Bu plan, çok fazla lojistik ve ulaştırma sektörü odaklı olarak hazırlanmıştır.
Lojistikte insan kaynağı ihtiyacı ve bu kaynağın planlanması, Lojistikte iş güvenliği ve lojistik ile ilgili faaliyetlerde çevre uygulamalarının (yeşil depo, elektrikli araç vs) desteklenmesine yönelik bir şeye rastlamadım.
Lojistiğe Dönüşüm Programı başlığı altındaki bazı performans göstergelerinin ölçülebileceğine dair şüphelerim vardır. Henüz Türkiye’de kaç tane deponun olduğunu bilemeden “Belirlenen sanayi ürünlerinin toplam maliyeti içinde lojistik maliyetinin oranı” gibi bir performans kriterinin ölçülmesi bana çok zor geliyor (kastedilen sadece nakliye ise ölçülebilir ama lojistik, nakliyeyi kapsar)
Kanal İstanbul projesi, hem 10.Kalkınma Planı’nın genelinde hem de Lojistik ve Ulaştırma başlığı altında yer almamaktadır. İptal edilmiş olabilir mi?
Lojistik Master Planı’ndan bahsediliyor. Artık hazırlansa da sürekli konuşmak zorunda kalınmasa!!!
Lojistiğe Dönüşüm Programı başlığı altında “Sanayi ürünlerinin toplam maliyeti içindeki lojistik maliyetin yükünün azaltılması” diye bir program hedefi konulmuştur. Burada örneğin taşıma faaliyetlerine mahsus araçlarda kullanılan yakıttan ÖTV indirimi gündeme gelebilir mi?
Hazırlayan herkesin eline sağlık.
Her hangi bir plan, plansızlıktan daha iyidir diyerek hayırlı olsun.
Umarım yazılanlar gerçekleşir.
Oruç KAYA