Turkishtime sordu, ben cevapladım.
Turkishtime: Türkiye lojistik sektöründe depolama ve antrepo hizmetlerinin bugün geldiği noktayı değerlendirir misiniz?
Ahmet Cora: Her firmanın aslında hedefi mümkün olan en az stok ile mümkün olan en hızlı hareketi yakalamaktır. Ama maalesef bu göründüğü kadar kolay değildir. Özellikle günümüzde uzak doğu gibi deniz aşırı yerlerde üretim maliyetlerinin düşük olması, tam mamul ithal edip iç piyasaya satan firmaları veya yarı mamul ve hammadde ithalat edip Türkiye’de üretim yapan firmaları bu bölgeden yoğun ithalat yapmaya yönlendirmiştir. Ama malum, bu bölgelerden gemi sefer süresi iki ayı bulmaktadır. Dolayısıyla firmalar için müşterilerden gelen ani bir sipariş veya ihtiyaç karşısında stokta malzeme olmaması büyük sorun teşkil edecektir. Depolama, burada çok mühim hale gelir. Yani hem navlun avantajı hem termin sıkıntısı sebebiyle firmalar yoğun miktarda malzemeyi aynı anda ülkeye getirir, finans gücüne göre hepsini ithal eder ve depoya alır, finans maliyetine girmek istemiyorsa antrepoda bekletir ve ihtiyaç duyduğu kadarını millileştirir. Özetle artan iş hacmi sebebiyle bugün Türkiye’de depoculuk, kayda değer bir öneme ulaşmıştır.
Bu yıl yedinci kez düzenlenecek olan Uluslararası logitrans Transport Lojistik Fuarı sektöre doğru zamanda ve doğru yerde; taşımacılık ve lojistiğin global kesişim noktası olan İstanbul’da bir buluşma ortamı sunmayı amaçlamaktadır.
logitrans 21-23 Kasım 2013 tarihleri arasında lojistik hizmet sağlayıcılar, yazılım geliştiriciler ve tedarikçilerden oluşan geniş bir yelpazeden binlerce kişiyi aynı anda, aynı mekanda bir araya getirecektir.
Türkiye’de lojistiğin önemi gün geçtikçe daha fazla artıyor.
Şirketler, lojistik ihtiyaçlarına ve faaliyetlerine daha fazla önem vermeye başladı.
Yeni lojistik ve nakliye firmaları kuruluyor.
Mevcut lojistik ve nakliye firmaları, kendilerini geliştiriyor.
Lojistik, müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, başlangıç noktasından, tüketim noktasına kadar olan tedarik zinciri içindeki malların, hizmetlerinin ve bunlarla ilişkili bilginin, verimli, etkili ve etkin şekilde, ileri ve geri hareketinin ve depolanmasının, planlanması, uygulanması ve kontrol edilmesi sürecidir.
(daha&helliip;)
10. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2014-2018) TBMM’de kabul edildikten sonra geçen hafta içinde yayınlandı (İsteyen, Kalkınma Bakanlığı’nın web sayfasından plana ulaşabilir). Ben, lojistik ile ilgili bölümlerde dikkatimi çeken unsurları sizinle paylaşmak isterim.
Lojistik ve Ulaştırma başlığı altındaki “Amaçlar & Hedefler” bölümündeki Madde 829’da “Lojistikte ulaştırma, depolama, envanter yönetimi ve gümrükleme alt maliyetleri göz önünde bulundurularak, transit taşıma süresinin kısaltılması, hasarsız teslim oranının yükseltilmesi, güvenilirlik ve hız unsurları öne çıkarılarak müşteri hizmet düzeyinin artırılması hedeflenmektedir.” diye yazılıdır. Bu güzel, zira Dokuzuncu Plan’da böyle bir yaklaşım yoktu. (Her ne kadar 10. Plan’ı hazırlayan ekip hakkında bilgiler olmasa da yukarıdaki cümle, lojistik ile ilgili yetkin kişilerden destek alındığını gösteriyor.). Öte yandan; depolama ve envanter yönetimi ile ilgili alınacak uygulamaları ve hareket planlarını çok merak ediyorum.
(daha&helliip;)
İsmail Dede torunlarının sürekli internetten alışveriş yaptığını görür, onları izler, eve gelen paketleri gördükçe iç çekermiş. Bir gün kafaya koymuş, onun için yurt içinden, yurt dışından hiç de farkı yokmuş. İnternetin ne denli yaygın olduğunu ve bu sayede kolaylıkla yurt dışından da istediğini alabileceğini bilen İsmail Dede, işe koyulmuş.
İsmail Dede interneti çok sevmiş, ticaretten çok hoşlanmış. İşte tam o sıra, üniversite sınav tercihlerini yapan torununa kulak vermiş. Torunu, anne ve babası ile hangi bölümü tercih etmesi konusunda fikir arası alışverişi yaparken, düşündükleri bölümlerden birisinin de lojistik olduğunu fark etmiş, ve merakla dinlemeye koyulmuş. Torunu Kaan’ın annesi bu konuda oğlunu desteklerken, babasının çok da istekli olmadığını görmüş. Kaan ailesine, teknolojinin ne denli hızlı yaygınlaştığını, insanların, ki gözünün ucu ile anneannesini işaret ederek, alışverişe olan düşkünlüğünü, bu sayede Dünya’da ürün hareketinin hem çok yaygınlaştığını hem de kolaylaştığını, buna ayak uydurması için de lojistik kavramının her geçen gün geliştiğini ve artık geleceğin değil, bugünün dahi mesleği olduğunu anlatmaya çalışmış. Bir kargo şirketinde çalışan annesi Kaan’ı daha iyi anlamasına rağmen, tüccar olan baba, canım amma da yaptın der gibi bakıyormuş. Aile en sonunda birlikte lojistiği incelemeye ve sonrasında karar vermek konusunda uzlaşmışlar. Hatta konu İsmail Dede’nin ilgisini çektiği için, dur ben de sizi dinleyeyim diye yanlarına yanaşmış.
(daha&helliip;)