Lojistik sektörüne ve alt kollarına günümüzde hızla artan bir ilgi mevcut. Gerek ayrı ayrı taşıma modları gerekse de gümrükleme, depolama gibi yardımcı alanlarda son zamanlarda yaşanan büyük değişimler bunun en güzel göstergesi. Geleneksel ticaret yöntemlerinin artık geride kaldığı şu dönemlerde ticarete konu olan ürünler bile ithalatçı ya da ihracatçılar tarafından artık daha önemli olarak aktedilmekte. Bazı ithalatçılara ‘malınız’ şurada dediğimizde bile; ‘Siz benim eşyama mal diyemezsiniz’ tarzında enteresan tepkiler bile alıyoruz ki durumun ne denli değiştiğinin güzel bir göstergesi.
Söz konusu bu değişim rüzgarının etkisinin en çok yaşandığı alan sektörümüz adına ‘Havayolu Taşımacılığı’. İnsanlar bir hizmeti pahalıya alırken niteliğinin yüksek olmasına oldukça fazla önem gösteriyorlar. Ve bu durum biz hizmet verenlerin daha titiz davranması gerektiği gerçeğini oluşturuyor. Yükte hafif, paha da ağır olarak tabir ettiğimiz ürünlerin taşınması sırasında kullandığımız bu taşıma modunun haliyle maliyetinin yüksek olması da bir diğer faktör. İşte bu ve benzeri değişkenleri dikkate alarak planlama yapmamız gereken Havayolu Taşımacılığını biraz daha inceleyelim.
Hava Kargo Taşımacılığı
Önceki yazılarımdan birinde bu konuya değinmiştim ama şimdi biraz daha derinlemesine inceleyelim. Genel olarak kargo ve evrak taşınmasında kullanılan havayolunda Uluslararası Ticaretin %8′i taşınmakta. Peki bu yüzde sekizlik dilime konu olan ürünler nelerdir dersek onları da; Yatırım ve ileri teknoloji ürünleri, araba ve kimyasal parçalar, makine parçaları, ısı hassasiyeti olan ürünler ile maddi değeri yüksek hammaddeler olarak sıralayabiliriz. Dünya genelinde her yıl %5 ve üzerinde bir büyümeye sahip olan sektörün en önemli çekim nedeni; Hız, emniyet ve kar.
İlk bakışta Hava Taşımacılığı yolcu taşıması için daha çok kullanılıyor gibi gelse de aslında kargo taşımadan yapılan yolcu seferlerinin çok küçük bir kısmı karlı olabiliyor. Günümüzde Havayolu şirketlerinin sayısının ve rekabetin gittikçe artması yolcu ücretlerinin düşmesine sebep olduğundan ötürü kargo taşınmasının önemi daha da artmaktadır. İşte bu bilinçle hareket eden kargo firmaları ve acenteleri en iyi hizmeti hızlı bir şekilde ve zamanında sunmanın gerekliliğinin farkındalar.
Havayolu taşımacılığı sektörünü incelerken içinde barındırdığı unsurlarıda bilmek gerekli. Genel anlamda taşımacılık yapan şirketler, havalimanlarını işletenler, yer hizmeti veren kuruluşlar, kargo acentaları ve uluslararası bazda IATA, ICAO gibi kuruluşların yanında ülkemizde ki Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ)’ni sayabiliriz. Bu saydığım unsurların birbirleriyle iyi entegre olmuş bir şekilde çalışmasıyla insanlara tam zamanında ve hızlı bir şekilde hizmet verilmesi bu sektörün önemini daha da arttırmaktadır.
Ticaretimizin yoğun olarak yaşandığı Çin ve diğer Asya ülkelerinden bir malın denizyoluyla gelmesi yaklaşık bir ay alırken havayolunda bu süre 12 saate inmekte yine aynı şekilde Amerika ve Afrika’nın en uç noktalarına yapılan bir uçuş ortalama 11 saat almakta. İşte bu hız faktörü maliyetlerin artmasına temel sebep olarak karşımıza çıkarken esnek bir hizmet verebilmenin önemini de arttrıyor. Ülkemizde ki hava kargo taşımacılığının yarısına yakın kısmı THY tarafından yapılıyor olsa da faaliyet gösteren bir çok uluslararası şirket (16 Havayolu şirketi) de hali hazırda pazarda mevcut durumda. Türkiye faaliyet gösteren bütün bu firmalarla birlikte hava taşımacılığında Avrupa’da 8. ve Dünya’da 22. sırada.
Havayolunda bir diğer önemli konuda emniyet. Bu gün en küçük uçağın bile 60-70 milyon dolar olduğu bir ortamda yapılacak ufak hatalar bile büyük bir zarara sebebiyet verebilir. Uçakların periyodik bakımlarının yapılması Havaalanlarının modernizasyonunun sağlanması bu noktada ayrı bir iş kolu anlamına geliyor. Ve küresel ölçekte değerlendirdiğimizde Havayolu Taşıma sektörü büyük bir nicelik barındırıyor.
Havayolunda Yaşanan Problemler
Yukarıda anlattığım güzel şeyler ve rakamlar ilk etapta kulağa hoş gelebilir ama bir de madalyonun öteki yüzü var tabi. Yılda ortalama %5 büyüyen bir sektörden bahsediyoruz; büyümek demek; yatırım demek. Artan bu talebi karşılayacak şekilde yatırım yapmak öncelikli şart. Örneğin Atatürk Havalimanında yılda yaklaşık olarak 900 ton kargo elleçleniyor. Her yıl bu oran artmasına rağmen kapasite arttırılmazsa verilen hizmetin hem kalitesi düşer hem de niteliği azalır. İşte yaşanan en büyük sorunlardan biri.
Hızın çok önemli olduğundan bahsettik. Bazen yükünüz 6 saatte gelmesine rağmen gümrük işlemleri taşıma süresinden daha uzun sürebiliyor. Yaşanan bir diğer sorunda gümrük işlemlerinin gecikmesinden kaynaklanan bu aksaklıklar. Bunların çözülmesi içinde IT yatırımlarının yapılması ve hava limanlarında bekleme süresinin azaltılması için gerekli yatırımları da yapmak zorundayız.
Lojistik sektörünün her alanında olduğu gibi havayolunda da nitelikli iş gücü eksikliği malesef mevcut durumda. Diğer taşıma modlarına nazaran havayolunda bir elleçleme işleminin yapılması için bile yeri geldiğinde eğitimli personel olması gerekiyor. Ayrıca yer hizmeti veren kuruluşlarında operasyonel eksiklikleri ve tehlikeli madde elleçlemesi ile alakalı almaları gereken sertifikalara sahip olması ve personelin devamlı eğitilme gerekliliği de artı bir maliyet gerektirdiğinden yaşanan aksaklıklar uzayıp gidiyor.
Yine de bütün bunlara rağmen ülkemizde ve Dünyada büyük bir Havayolu pazarı mevcut durumda. Yukarıda saydıklarım aşılamayacak sorunlar değil ama yatırım olmadan bunları aşmak oldukça zor gözüküyor. Bütün bunların dışında havayolu firmalarının en çok yakındıkları sorunlardan bir diğeri de SLOT problemleri. SLOT; Havayolu firmalarına yıllar öncesinden verilen ve onların havalimanlarına günlük aylık gibi belirli periyotlarda yapacağı sefer hakkıdır ve sonradan arttırılamaz. Operasyonel planlamanın devreye girdiği bu noktada yaşanan sıkıntılarda bir diğer sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Bütün herşeyin ışığında Havayolu sektörü hali hazırda son teknolojik gelişmelerle büyümesini sürdürürken karşısına çıkabilecek sorunlarıda çözebilecek büyük bir alan. Yeter ki yatırımlar yapılmaya devam etsin. Unutmamalıyız ki; kargo sektörü büyürken hizmet verilen alan aynı kalırsa ileride büyük sorunlarla karşılaşabiliriz.
Emre İPEKÇİ – www.emreipekci.com