Bundan önceki yazılarımda lojistik sektörünü irdelerken, son dönemde globalleşen dünyayla birlikte sektörümüzün de kompleks bir yapı haline büründüğünü ve bahsedilen hizmetin verilebilmesi için bir çok alanda, farklı türden şirketlerin faaliyet gösterdiğini söylemiştim. Verilen bu hizmetler arasında Lojistik operasyon sürecinin en uzun ve belki de en önemli aşaması malın taşınması ve bir yerden başka bir yere hasarsız bir şekilde ulaştırılması süreci.
Kullanılan taşıma moduna göre; zaman ve şekil itibariyle farklılık gösteren bu işlem çoğu zaman operasyonun kendisini oluşturabiliyor. Sadece uluslararası taşıma değil yeri geldiğinde malın ülke içerisindeki iç nakliyesini de bu noktada saymakta yarar var. İşte ticarete konu olan malların bir taşıma ünitesi ve beraberinde bir araçla taşınması verilen hizmet içerisindeki en büyük maliyet kalemi olarak öne çıkıyor.
(daha&helliip;)
Lojistik sektörüne ve alt kollarına günümüzde hızla artan bir ilgi mevcut. Gerek ayrı ayrı taşıma modları gerekse de gümrükleme, depolama gibi yardımcı alanlarda son zamanlarda yaşanan büyük değişimler bunun en güzel göstergesi. Geleneksel ticaret yöntemlerinin artık geride kaldığı şu dönemlerde ticarete konu olan ürünler bile ithalatçı ya da ihracatçılar tarafından artık daha önemli olarak aktedilmekte. Bazı ithalatçılara ‘malınız’ şurada dediğimizde bile; ‘Siz benim eşyama mal diyemezsiniz’ tarzında enteresan tepkiler bile alıyoruz ki durumun ne denli değiştiğinin güzel bir göstergesi.