Kısa adı ITCO olan Uluslararası Tank Konteyner Örgütü, 19.-20 Mart 1012 tarihinde İstanbul’da bir zirve düzenledi. Örgüte üye olan, Dünya’da tank konteyner üreten, taşıyan, taşıtan ve bakımını yapan yüzden fazla katılımcı programın konuğuydu. TLS lojistiğin ana sponsor oluğu bu aktivitede, küresel tank konteyner kiralama şirketi olan Eurotainer S.A. şirketinin konuğu olarak hazır bulunma fırsatı buldum.
UNCTAD rakamları bize yılda 500 Milyon TEU’dan daha fazla konteyner hareketi olduğunu göstermektedir. Türkiye bu potansiyelden sadece % 1 oranında pay almaktadır. Konteyner taşımacılığı her yıl % 9.8 oranında büyüyen bir taşımacılık şeklidir. Bu artışın bir nedeni de farklı ürünler için farklı konteyner tiplerinin kullanımı ve bunun yaygınlaşmasıdır.
(daha&helliip;)
Deniz taşımacılığının iki tarafı vardır: Taşıyan ve taşıtan.
Taşıyan, gemi sahibi olduğu zaman donatan, bir donatanın gemisini kiralayarak deniz ticareti yaptığı zaman işleten / kiracı donatan olarak bilinir.
Yükünü taşıtan kimse, tarifeli / layner taşımalarda yükleyici adını alır; tramp taşımalarda ise taşıtan. Yani taşıtan da yükleyici de yük ilgilisidir; ama yüklerini taşıttıkları taşıyan(lar)ın hizmet anlayışı bir diğerinden farklıdır. Layner taşıyanı çokluk sanayi malları taşır; tramp taşıyanı da dökmeyükler.
Taşıyanlar içinde layner taşıyanları genelde kapalı navlun konferansı çatısı altında örgütlenmiştir. Hizmetleri “konferans taşımaları” diye de anılır. Navlun bir örnekliğini / tarife birlikteliğini esas alır.
(daha&helliip;)
Bahçeşehir Üniversitesi Lojistik Kulübü tarafından “Soğuk Zincir Taşımacılığı ve Grupaj Taşımacılık Konferansı” düzenlenecektir.
30 Mart 2012 Cuma günü 09:45 – 13:30 saatleri arasında Bahçeşehir Üniversitesi Şişli Yerleşkesi Konferans Salonunda gerçekleşecek olan etkinlikte Soğuk Zincir Taşımacılığında öncü şirketlerinden Havi Lojistik Genel Müdürü Sayın Altan SEKMEN taşıma süreçleri hakkında bilgi ve tecrübelerini paylaşarak hem süreç hem de sektör hakkında sorulara cevap verecektir.
(daha&helliip;)
Bundan önceki yazılarımda lojistik sektörünü irdelerken, son dönemde globalleşen dünyayla birlikte sektörümüzün de kompleks bir yapı haline büründüğünü ve bahsedilen hizmetin verilebilmesi için bir çok alanda, farklı türden şirketlerin faaliyet gösterdiğini söylemiştim. Verilen bu hizmetler arasında Lojistik operasyon sürecinin en uzun ve belki de en önemli aşaması malın taşınması ve bir yerden başka bir yere hasarsız bir şekilde ulaştırılması süreci.
Kullanılan taşıma moduna göre; zaman ve şekil itibariyle farklılık gösteren bu işlem çoğu zaman operasyonun kendisini oluşturabiliyor. Sadece uluslararası taşıma değil yeri geldiğinde malın ülke içerisindeki iç nakliyesini de bu noktada saymakta yarar var. İşte ticarete konu olan malların bir taşıma ünitesi ve beraberinde bir araçla taşınması verilen hizmet içerisindeki en büyük maliyet kalemi olarak öne çıkıyor.
(daha&helliip;)
Geçtiğimiz hafta, bu yıl 8. tekrarı yapılmakta olan ve faydalı bir gelenek haline gelen, İstanbul Ticaret Odası (İTO) İhracata İlk Adım Programının, önseçim sonrasında çağrılan firmaların görüşmelerini yapıyorduk. Tesadüf eseri, daha önce KOSGEB Avrupa İşletmeler Ağı çalışmaları çerçevesinde ders verdiğim sırada tanıştığımız katılımcılardan bir firmanın ortağı beyefendi de görüşmeye geldi. İTO yetkilileri ve diğer danışman arkadaşların sorularına cevap arayarak sohbet ediyorduk. Önemli sorulardan biri olan ” neden ihracat yapmak istiyorsunuz ” sorusuna verdikleri ilginç cevap, bizi o cevabı, bugünkü sohbetin konusu olarak seçmeye yönlendirdi.
Her firma üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri tekrar ederken, bu beyefendi ” firmanın başına bir şey gelmeden, işletmeyi hayatta ve ayakta tutacak seçenekleri uygulamak ” kapsamında bir cevap vermişti. Ben de gülümseyerek ” önleyici tıp uygulaması gibi mi ” diye sormuştum. Kendileri de ” tam anlamıyla bunu düşünüyorum ” dediğinde, mutlu bir şaşkınlık geçirdiğimi söyleyebilirim. Şu andaki iş hacimleri ve uygulamaları nedeniyle, sıkıntılı bir ortamda olmadıklarını ifade etseler de, olağan piyasa koşulları ve dominant müşteri uygulamalarından uzaklaşarak, biraz daha ferah ve şartları koyabilme gücünü aradıkları ortadaydı. Görüşmeye katılan bizleri mutlu eden ise, şu anda çok ihtiyaç hissetmeseler bile, var olan yeterliliklerini, en yüksek seviyede kullanarak ihracata yönelerek, işletmeyi daha da güçlü kılma düşüncesi içinde olmalarıydı.
(daha&helliip;)