Türkiye’de serbest bölge uygulamasının tarihi oldukça eski olup, Cumhuriyet öncesi döneme kadar gitmektedir. Türkiye’de serbest bölge kurulması ile ilgili somut ve kalıcı sonuçlar veren çalışmalar 1980’lerde başlamış olmakla beraber, bundan önceki çalışmaların geçmişi Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Tuna Nehri’nin denize ulaştığı yerde bulunan Şulina kentinin liman bölgesinde bir serbest bölge kurulması için ilk adımlar atılmıştır. Bugün Romanya sınırları içinde Tuna Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü yerde bulunan ve halen serbest bölge olan Şulina Limanı’nın 1870 yılında serbest bölge haline getirildiği bilinmektedir. 29 Mart 1870 tarihinde bu liman bölgesine giren eşyanın ihraç edilmesi kaydıyla vergi ve resimden bağışık tutulması kararı alınmıştır.
Bu alandaki ikinci girişim 1908 Devriminden sonra İttihat ve Terakki Dönemi’nde başlatılmış, Çekmece Gölü veya Yedikule sahilinde serbest bölge kurulması için bir komisyon oluşturulmasına karşın, bu çalışmalar sonuç vermemiştir.
Cumhuriyet döneminde serbest bölgelerle ilgili olarak yürürlüğe giren ilk yasa 1927 yılında çıkarılan 1132 sayılı “Serbest Mıntıka Kanunu”dur. İlk serbest bölge yasası olan 1132 Sayılı Serbest Mıntıka Kanunu 22 Haziran 1927 tarihinde TBMM’nde kabul edildi. İstanbul ve çevresinde serbest bölge kurulması için hükümete yetki veren bu yasa çerçevesinde Türkiye ile Ford Motor şirketi arasında 14 Şubat 1929 tarihinde bir sözleşme imzalanmış ve bu sözleşme 1929 yılında kanun olarak onaylanmıştır. Bu yasaya dayanılarak, Ford Motor şirketi, otomobil, kamyon ve traktör montajı yapmak üzere İstanbul’un Tophane semtinde bir alanı serbest bölge olarak kullanacak, bu alan Türkiye hudutları dışında sayılacak ve buraya montaj amacıyla ithal edilecek malzemelerin gümrük vergisi alınmayacaktı. Bu ilk serbest bölge uygulaması, başarılı bir adım olarak başlamasına karşın, aynı şekilde sürmemiştir. İnşaatına başlanan tesisler bu sırada patlak veren 1929 ekonomik bunalımının etkisiyle ve çeşitli bürokratik yaklaşımlar ve yaratılan tıkanıklıklar nedeniyle Ford Motor şirketi 1936 yılında bu bölgedeki çalışmalarını sonlandırmak durumunda kalmış ve ilk serbest bölge denemesi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Cumhuriyet döneminde serbest bölgelere ilişkin ikinci yasa 24 Mayıs 1946 tarih ve 6315 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4893 sayılı “Şark Halı ve Kilimleriyle Benzerleri ve Hayvan Postları İçin Kurulacak Serbest Yer Hakkında Kanun”dur. Söz konusu yasa ile, Şark halı ve kilimleriyle benzeri hayvan postlarının transit olarak Türkiye’ye ithali ve işlenerek veya işlenmeden ihracı için serbest bölge oluşturulmuştur. Buna göre İstanbul’da Eminönü’nde Denizcilik Bankası tarafından açılan bir antrepoda bu ürünler depolanacak ve buradan ihraç edilecekti. Ancak söz konusu yasaya işlerlik kazandırılmadığı için bu ikinci girişim de sonuçsuz kalmıştır.
Cumhuriyet döneminde bu ilk iki adım bir deneme ve emekleme girişimidir. Gerçek anlamda ilk serbest bölge anlayışını ve felsefesini kavrayan ilk yasal düzenleme 29 Aralık 1953 tarih ve 8595 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6209 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’dur. Bu kanuna işlerlik kazandırmak için üç yıl sonra 29 Aralık 1956 tarihinde “Serbest Bölge Nizamnamesi” çıkarılmıştır. 1957 yılında ise TCDD, İskenderun Limanı’nda 4600 m2 lik bir alanı serbest bölge olarak işletmeye açmış, fakat bir süre sonra bölge kapatılmıştır. Böylece, 6209 sayılı kanun çerçevesinde de yeterli gelişme kaydedilememiş, bu kanunun daha liberal bir hale getirilmesi için 1965, 1966, 1973 ve 1976 yıllarında çalışmalar yapılmış, ancak, hazırlanan kanun tasarıları iki kez Meclise sevk edilmesine rağmen kanunlaştırılamamıştır.
Serbest bölgelerin kurulmasıyla ilgili en önemli çalışmalar 24 Ocak 1980 Kararlarının uygulanmasıyla başlamıştır. Türkiye’nin ithal ikameci büyüme sürecinden, dışa açık büyüme sürecine girmesi ve dış satımın öneminin artması ile birlikte 1983’ten itibaren serbest bölge anlamında da çok büyük adımlar atılmaya ve ciddi bir anlayış değişikliği yaşanmaya başlanmıştır. 03 Kasım 1983 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 151 Sayılı KHK ile doğrudan Başbakanlığa bağlı olarak Serbest Bölgeler Teşkilatı kurulmuştur.
Bu teşkilat Serbest Bölgeler Başkanlığı olarak daha sonra Devlet Planlama Teşkilatı’na (DPT) bağlanmıştır. 14 Ağustos 1991 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 436 Sayılı KHK ile DPT içinde yer alan bu birim, Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü adı ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’na bağlanmıştır. Daha sonra, bu Müsteşarlığın ikiye bölünmesi sırasında Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın yapısı içinde kalmıştır.
3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu, 15 Haziran 1985 tarih ve 18785 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve 21 Aralık 1953 tarih ve 6209 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nu yürürlükten kaldırmıştır.