“Arap Baharı” sohbetimizin konusuydu. Birkaç eski dost hem hasret giderip hem de fikirlerimizi tokuşturuyorduk. Arap Baharı denilen olayların tahmin edilebilip edilemeyeceği konusu masaya düştü. Çoğunluk tahmin edilemez dediyse de ben bu görüşe biraz muhalefet ettim.
İki yıl önce bu sütunlarda yayınlanan sohbetimizin başlığı şöyle idi; “Risk… Yönetelim mi, kaçalım mı?” konusu da, geleceğe yönelik tahminlerde bulunmak ve oluşabilecek riskleri yönetmek için farklı seçenekler geliştirmekti. O yazıda başrollerinden birinde Robert Redford’un oynadığı “Akbabanın Üç Günü” filmini hatırlatmış ve şöyle demiştim; “filmde Amerikan haber alma teşkilatının örtülü bir bürosunda, dünyada yayınlanmış bütün kitap ve dergiler okunup “Açık Kaynak İstihbaratı” yapılmakta. Yani dünyada yayınlanmış tüm roman, dergi ve gazeteler ayrım yapılmaksızın okunmakta, taranmakta ve bunların içinde gizli anlamlar, mesajlar ve olağan dışı fikirler aranmaktadır,” diye devam ediyorduk.
(daha&helliip;)