Türkiye’nin ilk havacılık eğitim fuarı IFTE 2013, 27-28 Eylül tarihlerinde İstanbul’da WOW Otel’de düzenlenecektir.
Bir zamanlar bir efsane olarak dillere düşen ve uzaylıların etkisinin söylentilerinden, bilimsel araştırmalara kadar varan, birçok dedikodu ve ciddi çalışmaya konu olan “Bermuda Şeytan Üçgeni” adında bir yer vardı. Burası, Bermuda, Miami ve Puerto Rico’daki San Juan noktalarının birleştirilmesiyle ortaya çıkan üçgen şeklindeki yerde kaybolan gemilerin ve uçakların kaybolma sebeplerinin bulunamamasıyla ünlenmişti. Gerçi son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarla buna ciddi bir açıklama getirildiyse de bu konuyu hala uzaylılara ve açıklanamayan olaylara bağlamakta ısrarlı olan çok kişi var.
(daha&helliip;)
Son yıllarda, kaynayan bir coğrafyada yaşıyoruz. Bölge ülkeleriyle sıfır sorun politikası uygulamaya çalışsakta, bölge ülkelerinde işler bazı nedenlerle (!) yolunda gitmiyor. Bu durumda haliyle belirsizlikleri ve tehditleri beraberinde getiriyor. Önceki bir yazımda da değindiğim gibi aynı eksende devam eden ilişkiler birden tersine dönebilirken, çoğu zaman devletlerin çıkarları birbiriyle ters düşüyor.
Dış politikada yaşanan bu gelişmeleri önceden öngörebilmek tam anlamıyla mümkün değilken, değişen koşullara uyum sağlayabilmek ve menfaatlerimiz konusunda da acil reaksiyon göstermek de bir o kadar elzem. Suriye’de yaşanan insanlık dışı olaylara kayıtsız kalmamak ne kadar gerekliyse, burada yaşanan sorunlardan ötürü değişen dengelerimizi, alışkanlıklarımızı yeniden kurabilmek için önlemler almak da bir o kadar zaruri bir durumdur.
(daha&helliip;)
Geçtiğimiz günlerde yaptığımız bir sohbette işin sahibi olan kişi, ihracat çalışmalarının pek de başarılı olamadığından söz ederek, başarı için gerekli olanlardan neleri eksik yaptıklarının arayışı içerisinde olduklarını söylemişti. İletişim konusunu nasıl hallettiklerini sorduğumuzda da üniversitede okuyan çocuğunun yabancı dil bilgisi sayesinde yaptıklarını anlatmıştı. Bu da bana birkaç yıl önce, dış ticaret yapılanması konusunda birlikte çalıştığımız bir KOBİ sahibi dostumuzun, bana işin başında söylediklerini ve yaptığı yorumları hatırlattı.
(daha&helliip;)
Alın size yeni bir kavram, alın size yeni bir meslek, alın size yeni bir unvan. Yok yok, bu unvanı ben bulmadım, Yükseköğretim Yürütme Kurulu’nun 26.07.2012 tarihli toplantısında Lojistik Yönetimi, Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık ile Ulaştırma ve Lojistik Bölümü mezunlarına “Lojistisyen” denilmesi kararlaştırıldı ve artık bu eğitimleri alan gençler bir unvana sahip oldular.
Malum, üniversitelerin kayıt dönemi ve yine bir çok kişi, lojistik bölümlerini yazmakla yazmamak arasında kalmış olmalı ki, çok sayıda telefon ve e-posta aldım bu konu hakkında. Lojistik bölümünden mezun olunca ne olunuyor tam olarak, iş bulma imkanı var mı, hatta, bir meslek sahibi olmuş sayılırlar mı çocuklarımız diye soranlar dahi var. Ben de özellikle bu yıl, gönül rahatlığı ile bu soruyu soranlara, evet bir meslek sahibi oluyorlar, onlar birer lojistisyen olacaklar diyorum. Yüzüme nasıl baktıklarını ise hiç söylemeyeyim. Şaşkınlık içinde kalanlar olduğu gibi, espri yaptığımı düşünenlerin sayısı da bir hayli fazla. Aslında biz de ilk duyduğumuzda bunun bir espriden ibaret olduğunu sanmıştık, ama sonra, bir Kamu Kuruluşu’nun açıklaması olduğunu öğrenince kelimenin anlamını irdelemeye, kabullenmeye ve algımızı yükseltmeye çalıştık. Biz diye hitap ediyorum, çünkü sektörde yer alan ve konudan haberdar olan neredeyse herkesin aynı şeyleri düşündüğüne eminim.
(daha&helliip;)