Zonguldak iş dünyası ile tanışmamız iki yıl kadar öncesine yaslanıyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından organize edilen ve Akbank tarafından sponsorluğu yapılan “İhracat Okulu” panellerinden birinin moderatörlüğünü yapmak üzere gittiğimizde Zonguldak iş dünyasını tanımıştım. Tipik bir Karadeniz kenti sıkıntısı olan toprak eksikliğini, tüm Karadeniz kıyılarında olduğu gibi, tepelere tırmanarak gidermeleri de yöre insanın çözümde sınır tanımayışının bir simgesi olsa gerek diye düşünmüştüm.
(daha&helliip;)
Geçtiğimiz hafta, Zonguldak / ZONİAD tarafından organize edilen çalışma dizisini bitirdik. Neden ihracat yapmak gerektiği ile başlayıp, strateji kurmakla devam edip, hedef pazar araştırmaları ve değerlendirmeleri ile bitirdik. Her zaman olduğu gibi, konuların içerisine serpiştirilen örnekler gerek kendi tecrübelerimizden, gerekse ihracatçı dostlarımızdan derlediğimiz örnekler olduğu için, katılımcı dostlarımıza çok ilginç gelmişlerdi. Katılımcı dostlarımızdan birisi, ihracatın bu kadar keyifli ve heyecan verici bir iş olduğunu öğrenmekten duyduğu memnuniyeti belirtirken, karşılaşılabilecek ani değişikliklere doğru tepki verebilmek için, doğru bilgi ile hareket etmenin önemini bir kere daha anladığını belirtmişti. Şehirlerarası yolda giderken girdiğim keskin bir dönemeçte, uyarı levhasındaki hızda olmama karşın, yağış nedeniyle arabamın kayması sonucu gösterdiğim tepki ve aldığım olumlu sonuç, bana yine geçen hafta yaptığımız, ralli sürüşü ve kriz yönetimi benzeşmesi sohbetini anımsattı.
(daha&helliip;)