Üç tarafı denizlerle çevrili olan bir ülkede yaşadığımızı düşündüğümde, bu konuyu ne de az ele aldığımızı hatırlıyor, bu duruma üzülüyor, ama sonra yine düşünmeye devam ediyorum.
Dünya ticaretinin son derece hızla arttığı, toplam Gayri Safi Hasıla içerisinde, ülkelerarası ticaretin oranının gitgide yükseldiği, Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) girişimleriyle ülkelerin birbirleri ile ticaretlerinde her geçen gün daha fazla serbestlik uyguladıklarını düşündüğümüzde, tüm bu hızın gerçekleşmesinde taşımacılığın oynadığı rolün önemini bir kez daha anlıyoruz.
(daha&helliip;)
Okulun ilk yıllarında taşıma modlarını öğrenirken liseden kalma ezberci anlayışın devamı niteliğinde, taşıma şekillerini ilk yapım maliyetlerine, hızlarına ve süresine göre kategorilendirmiştik. O günden beri aklımın almadığı bir çok şey var hala. Kimse kusura bakmasın ama ezber bozan şeyler hepsi.
Demiryolu için ilk yapım maliyetleri yüksek diyerek hala neden gelişemediğinin altından çıkıvermiştik hemen. Hani biraz da eskinin, bir de baba mesleklerinden olduğu için, kamyonculuğu severiz hattı zatında gelişmiş bir karayolu ağından bahsedip dururduk. Aramızda kalsın havayoluna hiç bulaşmamıştık bile. Uçağı para; havalimanı, yapımı, işletmesi de para ya ondan herhalde. Zaten 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmadığımızdan dolayı o tarafa da pek dönmemişiz yüzümüzü… ‘Karayolu yeter, çektiğim çile yollardan beter.’ kamyon arkası yazısı şeklinde nakliyeciliği günümüz modern ismiyle lojistiğin sınırlarını çizivermişiz kendimizce eskiden. (daha&helliip;)