Yurtdışı pazarlama konusunda sohbet ettiğimiz dostlarımızla, değişik fikirleri tartışırken yeni fikirlerini doğduğunu ve daha da önemlisi bazı kalıplaşmış fikirlerin tahtının sallandığını görmek hoş oluyor.
Bir süre önce, ihracatını artırmak ve tesadüfen de olsa girdiği pazarlarda kalıcılığı sağlamak isteyen bir KOBİ sahibi ve yöneticisi dostumuzla sohbet ediyorduk. Başlamış olduğu ihracat çalışmalarının, kendisine gelip talepte bulunan müşterilerle pek de sağlam bir zeminde olamayacağını söylüyordu. Çok haklı bir endişe olan bu düşüncesini destekleyerek çözüm olarak neleri düşündüğünü sorduk. Yurtdışından gelerek kendisini bulanların yaptığının tersini yaparak, kendisinin yurtdışındaki müşterilere nasıl erişebileceğinin arayışı içerisinde olduğunu ancak bunu da şekillendirmenin de pek kolay olmayacağını gördüğünü söyledi.
(daha&helliip;)
İhracatımız yükseldi ve 152 milyar ABD dolarına dayandı.
Geçen 2011 yılına ait 135 milyar ABD dolarına kıyasla oldukça iyi bir yere vardığımız söylenebilir. Bu konuda, (07 Ocak 2013 Pazartesi) gazetemizde yayınlanan, arkadaşımız Alaattin Aktaş “…ihracat artışının nedenine hiç değinilmeden çok büyük bir başarı sağlanmış edasıyla hareket edilmesi tuhaf oluyor.” diye bir yorum yaparak yazısını şekillendirmiş ve İran’a yapılan altın satışlarının ihracat üzerindeki etkilerini konu alan bir analiz yapmış. Arkadaşımızın hesaplarına göre 2001 ile 2011 yılları arasındaki ortalama altın ihracatı yıllık 1.2 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşmiş. Ancak bu rakam 2012 yılında İran doğalgazı karşılığı olarak ihraç edildiği şeklinde yorumlanan miktar nedeniyle 13 milyar ABD doları gibi bir rakama erişmiş bulunuyor. Arkadaşımız da “…ihracat, 10-11 milyar dolarlık ekstra altın ihracatı sayesinde bu düzeyde. İşte o ekstra altın düşüldüğünde ihracat 142-143 milyar dolarda kalacaktı.” diye yorum yapmış. Doğru söze ne denir?
(daha&helliip;)
Başlık sorumuz, oldukça çok karşımıza çıkan bir soru.
Hem iş insanlarımız tarafından yöneltilen, hem de dış ticareti kariyer olarak seçmek isteyen genç arkadaşlarımızca meraklı ifadelerle sorulan bir soru.
Bu sektörde, ciddi boyutta yetişmiş eleman sıkıntısının olduğunu vurgulamak isteriz. Her meslekte olduğu gibi dış ticaret piyasasında da iş bilen azlığı sektörde sıkıntı yaratıyor. İhracatın peşinden gitmek isteyen, ihracatını geliştirmek isteyen ve bunlara ek olarak ithalatını kendisi gerçekleştirmek isteyen iş insanları, kendi işlerini kendileri görebilmek için işletmelerine eleman almaya çalışmakta. Doğal olarak akla ilk gelen de tecrübeli bir eleman bulmak oluyor. Tecrübeli eleman için ilan veriliyor ve gelen elemanlarla görüşme yapılıyor. Görüşmeyi yapan kişi dış ticareti ne kadar biliyor ve ne arayacağını biliyor mu? (daha&helliip;)