Geçtiğimiz hafta, bu yıl 8. tekrarı yapılmakta olan ve faydalı bir gelenek haline gelen, İstanbul Ticaret Odası (İTO) İhracata İlk Adım Programının, önseçim sonrasında çağrılan firmaların görüşmelerini yapıyorduk. Tesadüf eseri, daha önce KOSGEB Avrupa İşletmeler Ağı çalışmaları çerçevesinde ders verdiğim sırada tanıştığımız katılımcılardan bir firmanın ortağı beyefendi de görüşmeye geldi. İTO yetkilileri ve diğer danışman arkadaşların sorularına cevap arayarak sohbet ediyorduk. Önemli sorulardan biri olan ” neden ihracat yapmak istiyorsunuz ” sorusuna verdikleri ilginç cevap, bizi o cevabı, bugünkü sohbetin konusu olarak seçmeye yönlendirdi.
Her firma üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri tekrar ederken, bu beyefendi ” firmanın başına bir şey gelmeden, işletmeyi hayatta ve ayakta tutacak seçenekleri uygulamak ” kapsamında bir cevap vermişti. Ben de gülümseyerek ” önleyici tıp uygulaması gibi mi ” diye sormuştum. Kendileri de ” tam anlamıyla bunu düşünüyorum ” dediğinde, mutlu bir şaşkınlık geçirdiğimi söyleyebilirim. Şu andaki iş hacimleri ve uygulamaları nedeniyle, sıkıntılı bir ortamda olmadıklarını ifade etseler de, olağan piyasa koşulları ve dominant müşteri uygulamalarından uzaklaşarak, biraz daha ferah ve şartları koyabilme gücünü aradıkları ortadaydı. Görüşmeye katılan bizleri mutlu eden ise, şu anda çok ihtiyaç hissetmeseler bile, var olan yeterliliklerini, en yüksek seviyede kullanarak ihracata yönelerek, işletmeyi daha da güçlü kılma düşüncesi içinde olmalarıydı.
(daha&helliip;)