Sohbetimizi izleyen okurlarımız hatırlayacaktır, “Marifet iltifata tabidir ” deyişini çok severim ve kullanırım. Herhangi bir konuda başarı gösterip öne çıkanlara aferin demek gerekse de, özel ve güzel bazı örnekler hariç tutulduğunda, genel geçer alışkanlığımız bunu pek yapmamaktır. “Aman şımarmasın ” gibi bir yorumla ortaya konulan ve katılmadığım bir davranış biçimi toplumumuzda pek yaygındır. Bunun gelişen aile yapılarımızda çocuklara olan davranışların farklılaşmaya başlamasıyla değişme işaretleri vermesi çok güzel. Öte yandan iş hayatımızda işletmelerimizin ilgisini çeken ödül programları da birçok konuda ortaya çıkıyor.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) 2004 yılından bu yana, geleneksel bir duruma getirdiği “Başarılı KOBİ yarışması” programını bu sene yine yapıyor. “İyi olan öne çıksın” sloganı ile duyurulan bu yarışmanın başvuru kabulleri 16 Ocak 2012 tarihinde sona eriyor. Yarışma 7 kategoride yapılıyor ancak, 4 kategori sadece İTO üyelerine açık, ancak diğer 3 kategoride katılmak için İTO üyesi olmaya gerek yok. Yarışma ile ilgili detayları ve başvuru belgelerini http://itokobiyarismasi.com/ adresinde bulabilirsiniz.
(daha&helliip;)
Geçtiğimiz hafta Dünya Gazetesinde geniş çapta incelenen bir haber vardı, ” Rusya Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) Katıldı ” diye. 2012 yılının Temmuz ayında yürürlüğe girecek olan anlaşmayla Rusya, Çin’in arkasından DTÖ’ye katılan ikinci büyük ekonomi olarak dikkati çekiyor. Gayrisafi Milli Hâsıla tutarı 1,9 trilyon olarak belirtilen Rusya’nın 2002 sayımına göre nüfusu da 145 milyondur. Bu kadarı bile Rusya pazarının çekici olması için yeterlidir. Zaten Türk firmaları, bu cazibenin farkına erkenden varıp oralarda yerlerini almışlar ve yenileri de almaya devam ediyor. İşin güzel yanı, bir zamanlar Moskova vitrinlerinde, geçici bir süre de olsa görülen, ” burada Türk malı satılmaz ” ifadesinin yerini, sattığı ürünün Türk malı olduğunu söyleyenler almaktadır.
(daha&helliip;)
Geçtiğimiz hafta içerisinde DEİK organizatörlüğü ve Akbank sponsorluğunda gerçekleştirilen ve Akbank tarafından “İhracat Okulu” diye adlandırılan “İhracatta Fırsatları” toplantılarının Çukurova ayağı için Adana ve Mersin’deydik. Organizasyonun ev sahipleri olan Adana Ticaret Odası, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve organizasyona katkıda bulunan herkesi memnun eden bir katılımla karşılaştık. Salonların oturma kapasitelerini aşan katılımcıların ilgisi de oldukça keyif verici idi.
Adana ve Mersin illerimiz ihracat potansiyellerinin yüksek olmasıyla bilinir. TİM rakamlarına göre, ihracat yapan iller sıralamasında bir milyarı aşan ihracatları ile Adana 11. Mersin ise 13. sırada bulunuyorlar. Ancak illerin potansiyellerine baktığımızda bu rakamların rahatlıkla çok daha yukarı düzeylere çekilebileceğini görüyoruz. Bunlar zaman, emek ve olanak isteyen şeyler ki önce niyet sonra da eylem isterler. Bu toplantılarda bizleri mutlu eden unsurlar, niyetin çok bol olduğunu görmekti.
(daha&helliip;)
The Economist dergisi “On yıllar süren yavaş büyümenin ardından Afrika’nın, Asya’nın ayak izlerini takip etme şansı çok yüksek” diye bir başlık atmış. Son on yıl içerisinde yabancı yatırım miktarının 10 kat arttığına dikkat çeken dergi, yabancı yatırımda önde giden ülkeler olan Çin, Hindistan, Brezilya ve Malezya arasında Türkiye’nin adını da sayıyor. Yine son on yıl içerisinde dünyanın em hızlı büyüyen 10 ülkesinden 6’sının Afrika ülkesi olduğunu belirtiyor. Sömürge olmaktan kurtulduklarından bu yana, her ne kadar yolsuzluklar ve düşük gelir seviyelerinin iş hayatını zorladığına dikkat çekilse de, bugün yıllık gelir seviyesi 3.000.- ABD Doları olan 60 milyon civarındaki orta sınıf nüfusunun 2015 yılında 100 milyon olması bekleniyor. Düzgün yönetimin ve barışçı ortamların çevrelerinde yarattığı olumlu gelişmeleri gören ve bu yönde ilerlemeye çalışan Afrika ülkelerinin gittikçe daha çekici olacağı belirtiliyor.
Gerçekten de Afrika, son yıllarda Türk iş insanlarının da oldukça yoğun ilgisini çekiyor. Orada iş kurmaya giden veya küresel şirketler çalışanı olarak oraya giden ancak orada kalıp iş kurmayı tercih eden birçok iş insanımız var oralarda. Geçenlerde tanıştığımız ve Nijerya’da faaliyet gösteren iki işadamımız, mevcut yatırımlarının yanı sıra, batılılar tarafından kurulup işletilen ve şu anda çalışmayan bir “Soya Fasulyesi İşleme Tesisi” için, yağ tesisi işletmelerinde uzman olan yatırımcı arıyorlardı. Bu da şunu gösteriyor ki oralarda olmak ve fırsatları yerinde kollamak, bizlere paha biçilmez imkânlar sağlayabilir. Orada olmaktan kastımız, mutlaka orada oturmak değil. Güvenilir insanlarla ciddi ilişkileri kurup sürdürmek de bir seçenektir.
Afrika, birlikten kuvvet doğar felsefesi ile hareket etmeye çalışıyor.
Kara kıtada öne çıkan üç adet birlik var. “Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Birliği” bunlardan birisi, kısaca ECOWAS diye anılan birliğin 15 üyesi var. Ortak bir yatırım bankası aracılığı ile altyapı projelerine destek veren toplulukta, karayolu ağında ciddi gelişmelere imza atılmış. Resmi sitelerindeki 2006 verilerine göre birliğin nüfusu 260 milyon. İhtiyacı yüksek, üretimi düşük, kısa vadede zor ama istikbali çok kuvvetli bir pazar. Bu birlik ile ilgili bilgilere http://www.ecowas.int ve www.bidc-ebid.org sitelerinden erişilebilir.
Diğer önemli bir birlik ise “Güney Afrika Kalkınma Topluluğu“. Kısa ad olarak SADC verilen topluluğun resmi verilerine göre 15 ülkeden oluşan 2010 yılı nüfusu 277 milyon olarak veriliyor. Milli Gelirler toplamı da 471 milyar ABD doları. Topluluğun resmi internet sayfasının adresi www.sadc.int Aynı ECOWAS gibi zor ama sabırlı ve sistematik çalışmalar yapanlara verimli olma garantisi sunan bir pazar.
Bir başka önemli Afrika ülkeleri topluluğu ise “Doğu Afrika Birliği“. 5 ülkeden oluşan topluluğu nüfusu 133 milyon ABD doları ve milli gelirler toplamı ise 79.1 milyar ABD doları. Resmi internet sayfalarının adresi. www.eac.int Bu topluluğun önemli yönü ise, bir gümrük birliği sağlamış olmaları ve bu birlik içerisinde mal ve işgücü dolaşımının da serbest olması. Başka bir deyişle bu 5 ülkeden birine yapacağınız ihracatla, ürünlerinizin öteki ülkelerde de piyasaya sürülebilme şansı var.
THY birçok Afrika ülkesine doğrudan uçuş yapıyor. Bunu nasıl bir lüks olduğunu yeni arkadaşlarımız pek bilemez. Amma bunu, burnumuzun dibindeki Şam’a gidebilmek için Finlandiya’dan gelecek uçağı bekleyenler takdir ederler. İletişim oralardaki alt yapı zorluklarına karşın etkili. Eximbank ihracat bedelini sigorta ederek bir nebze de olsa tahsilat garantisi sağlıyor.
Bize düşen ise, dersimize iyi çalışarak, kuralları öğrenip uygulayarak ve yönetebileceğimiz riskleri alarak hareket etmek.
Şefik ERGÖNÜL
Eski bir öğrencim ile sohbet ediyorduk. İhracat piyasasına adım atalı birkaç yıl olmasına karşın, araştırmacı, meraklı ve hevesli bir kişi olarak çalışmalarının olumlu sonuca gittiğini görüyordum. Dış ticaret piyasasının en önde gelen ihtiyaçlarından biri olan yabancı dil bilme konusunda da bir hayli önde olan bir kişi. Dört dil biliyor ve yeminli tercümanlık da yapıyor. Tercümanlık işlerinde kullanmak için ayrı bir kart bastırmış. Üzerinde de “4 dilde yeminli tercüme yapılır” diye yazdırmış. (daha&helliip;)