“İyi bir lojistikçi olmanın ilk kuralı, iyi bir lojistikçi olmaya karar vermektir.”
Lojistik mezunu olan birçok gencimiz, gerek sosyal medyadan gerekse yazılan yazılardan takip ettiğim kadarıyla bir karamsarlık psikolojisi içindeler. Birçoğunun okuduğu bölüm hakkında kafasında birçok soru oluşmuş.
• Mezun olunca iş bulabilecek miyiz?
• Bulduğumuz işte kendimizi geliştirebilecek miyiz?
• Acaba lojistiğe seçerek doğru mu, yanlış mı karar verdik?
Gibi birçok soru lojistik mezunlarının ve hâlihazırda lojistik okuyan birçok öğrencinin kendi kendine sorduğu ana sorular. Peki, bu soruların cevabını nasıl bulabiliriz ve gelecek için duydukları kaygı gerçek mi, değil mi? İşte bu yazıda naçizane tecrübelerimi, yapılması gerekenleri sıralamak istiyorum.
1922-1945 arası doğanlar “Geleneksel Kuşak”, 1946-1964 arası doğanlar “BabyBoomers”, 1965-1980 arası doğanlar “X Kuşağı”, 1980-2000 arası doğanlar “Y Kuşağı” ve 2000 sonrası doğanlar ise “Z Kuşağı” olarak tarif ediliyor.
TÜİK tarafından 14 Şubat 2013 tarihinde açıklanan “Nüfus Projeksiyonları” verilerine göre Türkiye nüfusunun 2023 yılında 84 Milyon ve bunun yarısının da 34 yaşın üzerinde olması beklenmektedir. Ayrıca; TUİK verilerine göre 1980-2000 yılı arası canlı doğan çocuk sayısı, 22.824.778 ve 2023 yılındaki nüfusun % 20-25’ini bu çocuklar (vefat edenler, çalışamayacak olanlar hariç) oluşturacak. 2023 yılında Türkiye nüfusunun yarısı, 1989 yılından önce ve sonra doğumlu Y ve Z Kuşakları’dır.
(daha&helliip;)
Son dönemde yine lojistik kelimesini fazla irdelemeye, içeriğini netleştirmeye ve kimlerin lojistikçi (!) olduğunu anlamaya çabalar hale geldik. Daha önceleri de tartışılan bu konuyu yine öylesine fazla konuşur hale geldik ki; lojistik nedir, kimler lojjistikçidir, lojistik neleri kapsar, yalnızca yurtiçi taşımacılık yapan bir firma lojistikçi sayılır mı, antrepo hizmeti veren bir firma lojistikçi midir, gümrük müşavirliği şirketi lojistik işi mi yapıyor sayılır gibi havada onlarca soru dolaşıyor ve bu çelişkiler de elbette havayı bulutlandırıyor. Özellikle sektörün Güzin ablaları görülen bazı meslekdaşlarıma da benzer soruların sıkça geldiğine eminim. Ben bugün bu konuya biraz farklı bir bakış açısı ile yaklaşmak ve tekrar ele almamak üzere görüşlerimi aktarmak istiyorum.
(daha&helliip;)
Bizim alışverişe düşkün Ayşe Teyze, durur mu hiç, internetten yine bir şeyler almaya devam ediyor. Onun için yurtiçinden olmuş, yurtdışından olmuş, bir şey de fark etmiyor doğrusu. Artık o internetin ne denli yaygın olduğunu ve bu sayede kolaylıkla yurtdışından istediğini alabileceğini biliyor. Ama tabi daha başına, tek seferde yüklü bir şeyler alıp da, bir taşıma şirketinin eşyalarınız gümrük ambarındadır, vergilerini ödeyerek ve gümrükleyerek ancak ürünlerinizi alabilirsiniz mesajı ve sonucu gelmediğinden, henüz yurtdışından alma ile yurtiçinden alma arasındaki farkı görememiş. (daha&helliip;)