İşletmeler üretmiş oldukları ürünlerin satışı ve depolanması gibi süreçlerde ya kendi imkanlarını kullanırlar ya da lojistik firmalarından, ihtiyaç duydukları bu hizmetlerden bir ya da bir kaçını satın alarak işlerini yürütürler. Eski yönetim anlayışında şirketler ürettikleri ürünlerin dağıtımını, depolanmasını, stok kontrolünü ve diğer benzeri süreçleri kendileri yönetirken, günümüzde bu durum değişerek; firmalar lojistik süreçlerin bir ya da birden fazla aşamasında dış kaynak kullanımı yoluna giderek bu hizmetleri farklı firmalardan satın almaktalar.
Firmaların dış kaynak kullanımına gitmeden; dağıtım, depolama, elleçleme, gümrükleme, stok kontrol gibi faaliyetleri şirket içerisinde oluşturdukları birimler tarafından karşıladığı durumlarda saymış olduğum her faaliyet firmalara ek bir maliyet yüklemektedir. Ayrıca lojistiğin günümüzde rekabet edilebilirliği büyük ölçüde etkilediği gerçeğini de göz önünde bulundurduğumuz da asıl üretilmek istenen ürünün kalitesinin düşmesi de karşılaşılan en kötü durumlardan biridir. Asıl işi üretim olan bir işletme her bir lojistik faaliyette uzmanlaşmaya kalkıştığında gitgide kendi işine olan konsantrasyonu bozulacak ve lojistik maliyetlerin artması da karlılığı azaltacaktır.
(daha&helliip;)