1456 yılında Gutenberg matbaasında ilk kitabın basılmasıyla başladığı ileri sürülen küreselleşme, günümüzde tüm zamanların en yaygın ve etkin döneminde.
Dünyanın herhangi bir noktasında, bir büyük şirketin aldığı karar, başka bir ülkenin halkını bile etkileyebiliyor. Evet, durum bu kadar ileri boyutta.
Zayıf şirketler de maalesef yırtıcı kaplan menzilinde bir ürkek ceylanlar gibi hayatlarını sürdürmek durumunda. Herhangi bir kriz anında bekle-gör dışında bir aksiyon planları olamıyor. Büyük şirketler, kendi varlıklarını sürdürebilmek için isterlerse küçük şirketlerin pazar paylarını sınırlamak konusunda fazla zorlanmıyor.
Yaşayan ve globalleşen güçlü şirketlerin, varoldukları ülkeyi de güçlü kıldığı yadsınamaz bir gerçek. Güçlü ülkelerin de, kendi vatandaşlarının dünya üzerindeki güvenlik, refah ve itibarını artırdığı da aynı gerçeğin devamı. Bu çember hep böyle dönüp gitmekte.
(daha&helliip;)
Turkishtime sordu, ben cevapladım.
Turkishtime: Türkiye lojistik sektöründe depolama ve antrepo hizmetlerinin bugün geldiği noktayı değerlendirir misiniz?
Ahmet Cora: Her firmanın aslında hedefi mümkün olan en az stok ile mümkün olan en hızlı hareketi yakalamaktır. Ama maalesef bu göründüğü kadar kolay değildir. Özellikle günümüzde uzak doğu gibi deniz aşırı yerlerde üretim maliyetlerinin düşük olması, tam mamul ithal edip iç piyasaya satan firmaları veya yarı mamul ve hammadde ithalat edip Türkiye’de üretim yapan firmaları bu bölgeden yoğun ithalat yapmaya yönlendirmiştir. Ama malum, bu bölgelerden gemi sefer süresi iki ayı bulmaktadır. Dolayısıyla firmalar için müşterilerden gelen ani bir sipariş veya ihtiyaç karşısında stokta malzeme olmaması büyük sorun teşkil edecektir. Depolama, burada çok mühim hale gelir. Yani hem navlun avantajı hem termin sıkıntısı sebebiyle firmalar yoğun miktarda malzemeyi aynı anda ülkeye getirir, finans gücüne göre hepsini ithal eder ve depoya alır, finans maliyetine girmek istemiyorsa antrepoda bekletir ve ihtiyaç duyduğu kadarını millileştirir. Özetle artan iş hacmi sebebiyle bugün Türkiye’de depoculuk, kayda değer bir öneme ulaşmıştır.
Sürdürülebilirlik; şirketlerin çevreye, insan haklarına, sosyal ortama ve bütün paydaşlarına önem vererek rekabet etmesi, kârlı çalışması ve bunları devamlı hale getirmesidir. Ancak bu şekilde büyüme, kârlılık ve rekabet gücü sürdürülebilir olabilir.
Sürdürülebilirlik, daimî (sürekli) olma yeteneğidir.
Sürdürülebilirlik; 90 yaşında vals yapabilmektir, 90 yaşında 18 yaşındaki zihin zenginliğine sahip olmaktır, 90 yaşında kanın deli akabilmesidir.
Lojistik işini profesyonel olarak firmaların ve kişilerin, “sürdürülebilir lojistik” için çok daha hızlı koşmasının zamanı gelmiştir.
“Kesin kararlı olmak” veya “artık geri dönüşü olmamak” anlamlarında kullanılan “gemileri yakmak” deyiminin nereden kaynaklandığını çoğu kişi bilmez.
O zaman hikayesini kısaca anlatayım;
711 yılında Tarık bin Ziyad komutasındaki Müslüman ordusu, fetih için kuzey Afrika’dan gemilerle Avrupa’daki İber Yarımadasına geçer. Karaya çıkar çıkmaz da, Tarık bin Ziyad tüm gemilerin yakılmasını emreder ve gemiler yakılır.
Buradaki amaç, askerinin denizde demirli gemilere güvenip geri dönebilme ihtimalini aklından geçirmemesi ve bu sebeple savaş ve fetih motivasyonunu düşürmemesidir.
Nitekim başarılı da olunur. Yaklaşık 750 yıl sürecek Endülüs Emevi Devletinin temelleri bu yarımadadaki Vizigot krallığı yıkılarak atılır. Ki bilen bilir, islam medeniyetinin çok üst seviyelere ulaşması bu yeni devlet altında gerçekleşecektir. Abbas Kasım İbn Firnas, Muhyiddin İbn Arabi, Zerkali, İbn Rüşd, İbn-i Cübeyr, İbn-i Tufeyl gibi çokça gökbilimci, matematikçi, alim o topraklarda neşet etmiştir. O dönem Avrupa’nın en temiz ve güzel şehirleri şimdiki İspanya ve Portekiz sınırlarını kapsayan bu bölgede yer almıştır.
(daha&helliip;)
Dahilde İşleme Rejimi (DİR)
1980 yılından itibaren uygulanmaya başlanan İhracata Yönelik Kalkınma stratejisine bağlı olarak düzenlenen İhracatı Teşvik Mevzuatının, Gümrük Birliği çerçevesinde, ülkemiz AB’nin Gümrük Koduna uygun hale getirilmesi yoluyla oluşturulan ve 01.01.1996 tarihinde yürürlüğe giren bir rejimdir.
Dahilde İşleme Rejiminin Temel Amaçları
– Üretim ve ticaret hacmini artırmak,
– Katma değer yaratmak,
– İstihdamı artırmak,
– Dünya piyasa fiyatlarında hammadde temin etmek suretiyle ihracatı artırmak,
– İhraç ürünlerini ve ihraç pazarlarını çeşitlendirmek.
Dahilde İşleme Rejiminin Avantajları
– Üçüncü ülkelerden yapılan ithalatta gümrük vergisi, KDV ve diğer vergi, resim ve harçlardan muafiyet,
– AB ülkelerinden ithalde KDV ve diğer vergi, resim ve harçlardan muafiyet,
– İhracat taahhüdünü üçüncü ülkelere yapılan ihracatla yerine getirmek koşulu ile ithalatta kota ve gözetim önlemlerinden muafiyet,
– İhracat sayılan satış ve teslimler ile ilgili olarak gümrük vergisi muafiyetli ithalat,
– Eşdeğer eşya kullanımına olanak verilmesi,
– Ödenmiş vergilerin geri alınması olarak sıralanabilir.