Geçtiğimiz günlerde, televizyon programıma Türkiye Nakliyeciler Derneği’nin sevgili Başkan’ı Erol Özçelik’i davet ettim. Kendisi ile yurt içi taşımacılık üzerine güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Bu yazımda, aklımda kalan bazı önemli noktaları paylaşmak ve dikkatinizi çekmek istedim.
Yurt içi taşımacılıkta tahmini verilere göre, 700 bin civarı aracın olduğu biliniyor. Bu sayının ne denli büyük olduğunu sanırım tasavvur edebilmişsinizdir. Böylesine büyük, böylesine önemli ve istihdam açısından da ciddi boyutta yarar sağlayan böyle bir sektör, hak ettiği yerde mi, ve bu sektördeki insanlar mutlu mu diye dönüp bir bakmak gerekiyor. Bu sektörün de çok büyük problemleri var elbette. Ancak öncesinde, son dönemlerde yaşanılan gelişmeler ile sektörde meydana gelen değişikliklere dikkatinizi çekmek istiyorum.
(daha&helliip;)
Lojistik faaliyetlerle ilgili yaklaşık 60’a yakın bölüm, yeni mezunlarını (sanırım 4.000 civarında) verdi.
İş bulabilenler şanslı, iş bulamayanlar ise pes etmemeli ve karamsarlığa düşmemeli (hepimiz yaşadık).
İş bulanlar, lojistik faaliyetlerde görev alarak profesyonel iş hayatına başlayacak ve onlar için hem zorlu hem de zevkli bir dönem başlayacak.
Bütün gençler, hoş geldiniz diyerek naçizane birkaç önerimi paylaşmak isterim.
(daha&helliip;)
Sohbetimize katılan dostlarımız, ara sıra devletin ihracata vermeye çalıştığı desteklere değindiğimizi hatırlayacaklardır. İfade olarak “vermeye çalıştığı” şeklinde bir cümle kullandım ki bunu bilerek ve olayları vurgulamak için yaptım.
İhracata başladığımız ilk yıllardaki vergi iadesi çizelgelerinde bulunan ve ürüne göre değişiklik göstererek yüzde 45 seviyelerine varan destek programlarından bugüne, ihracata verilen destek köprülerinin altından epey su geçti. Bir sürü değişiklikler yapıldı ve yapılmaya da devam edilecek. İyileştirmeler yapılıyor, bürokrasi azaltılmaya ve suistimaller engellenmeye çalışılıyor. Amma velakin ödemelerdeki gecikmelerin önü bir türlü alınamıyor. Yanlış veya eksik dosya verilmesinin dışında, bürokratik çarkların yavaş işlemesi, dosya incelemesi yapanların yeterli sayıda olmayışı ve olanların da (haklı olarak) risk almamak için işi ince ayrıntılarına bakarak dosyaları değerlendirmesi işi ister istemez geciktiriyor. Anadolu sanayici ve tüccarları ile çeşitli vesilelerle yaptığımız sohbetlerde bize yöneltilen eleştiriler aşağı yukarı aynı ifadeler kullanılarak yapılıyor. “Beyefendi siz devlet desteklerini öyle güzel sunuyorsunuz ki duyanlar bunları ballı börek zannedecek. Biraz da bu destekler, başvurumuzdan ne kadar bir süre sonra elimize geçecek, ondan bahsedin” diyorlar.
(daha&helliip;)
Merhaba arkadaşlar, sizlere çok uzun süredir yeni makaleler sunamadım. Ama bu yazım ile telafi edeceğimi düşünmekteyim. İşe başlar iken yazdığım makalem ile bağlantılı olacak bu yazım.
Bundan 6-7 ay önce uzun uğraşlar sonucu bulduğum gümrükleme sektöründeki ilk işime başladım. Gümrükleme sektörünün çok büyük bir mecra olduğunu tahmin edebiliyordum. Gümrükleme mesleğini tamamen satranç oyununa bağlayabilirsiniz. Müşterilerinizi memnun edebilmek için sürekli yeni stratejiler uygulamak zorunda kalıyorsunuz. Bunu yapabilmek içinde hızlı ve pratik düşünmeye ihtiyacınız olacak.
(daha&helliip;)
Türkiye’de serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili olup, serbest bölgelerin kamu kurum ve kuruluşlarınca, yerli veya yabancı gerçek ve tüzel kişilerce kurulmasına işletilmesine Bakanlar Kurulunca izin verilmektedir.
Ancak, 4558 sayılı Gümrük Kanununda veya 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununda bir serbest bölgenin kurulabilmesi için hangi şartların arandığına, hangi belgeler ile hangi usuller izlenerek başvuruda bulunabileceğine ilişkin detaylı hükümlere yer verilmemiştir.
(daha&helliip;)