İhracatçılarımızın birçoğu tarafından, maalesef, yanlış bilinen bir konu var. Teslim şekillerini FOB ve CIF ile kısıtlayan dar mantıkların ürünü olan bazı düşüncelere göre taşıma bedelinin ihracatçı tarafından ödenmesi halinde, taşıma süresinde oluşabilecek risklerin de her halükarda ihracatçıya aittir. Olaya kullanılan teslim şekli açısından yaklaşmadığımız takdirde, ihracatçımızı boşuna uğraştırabilecek ve hatta zarara uğratabilecek olaylar ortaya çıkacaktır.
INCOTERMS diye adlandırılan teslim şekillerinin doğru kullanılmasının taşınacak risk, yapılacak masraf ve üstlenilecek sorumluluk açısından belirleyici olacağını, kayıp ve hasar halinde de uyuşmazlığın giderilmesinde önemli bir rol oynayacağını hep belirtiyoruz. Hatırda tutulması gereken çok önemli bir nokta, malların varışta teslimini ifade eden D serisi teslim şekilleri (DAT, DAP, DDP) ile diğer tüm teslim şekilleri arasında önemli bir fark olduğudur. Sadece D serisi teslim şekillerinde, ihracatçının taşıma sırasında oluşabilecek kayıp ve/veya hasara ait sorumlulukları vardır. Diğer tüm teslim şekillerinde ihracatçının teslim sorumluluğu ya malların taşımacıya teslimde (FAS, FOB, FCA, CFR, CPT, CIF, CIP) veya alıcının emrine amade kılınmasıyla (EXW) sona erer.
İhracatçının, C serisi teslim şeklini kullanması sonucu taşıma bedelini ödemesi, taşıma süresince oluşabilecek riskleri üstlenmesi anlamına gelmez. Tam aksine, ihracatçının riskleri, F serisi teslim şekillerinde olduğu gibi, malların taşımacıya teslim edilmesi halinde sona erer.
Seminerlerimizde çok karşımıza çıkan bir soru da “C serisi teslim şekillerinde taşıma sırasında oluşabilecek riskler ihracatçıya ait değilse, neden biz sigorta yaptırıyoruz” oluyor. CIP ve CIF teslim şekillerinde sigortayı ihracatçının yaptırdığı doğrudur. Ancak hatırlanması gereken konu, ihracatçının bu sigortayı alıcının menfaatini korumak için yaptırıyor olmasıdır. Çünkü C serisi teslim şekillerinde teslim noktası malların taşımacıya teslim edildiği yer olduğundan, o noktadan sonra oluşabilecek tüm hasar ve kayıplar alıcıya geçmektedir. Bu nedenle de CIF ve CIP teslim şekillerinde sigortayı ihracatçı yaptırır amma herhangi bir hasar ve kayıp halinde sigorta tazminatını alıcı tahsil eder.
C serisinde ihracatçının sorumlu olduğu konular, varışa kadar taşıma bedelini ödemek ve gereği halinde malların taşıma sigortası yaptırmakla sınırlıdır. Açıkça görüldüğü gibi de bu sorumluluklar “masraflar” ile ilgilidir. Satıcının, ihracatçının yüklendiği riskler, malların taşımacıya teslimi halinde sona ermiştir.
İhracatçıların dikkat etmesi gereken önemli bir nokta, D serisi teslim şekillerinin kullanılması halinde varış noktasına kadar, tüm masrafların olduğu gibi, risklerin de kendi üstlerinde olduğudur. Bu nedenle de D serisi teslim şekillerinde ihracatçının, kendi menfaatini korumak için malları varış noktasına kadar olası tüm risklere sigorta ettirmesinde fayda olacaktır.
Şefik ERGÖNÜL