Üniversite gençliği bizim zamanımızda ki gibi değil artık. Bizde aktiftik belki ama onlar bizden daha aktif. Yaptıkları projeler, kurdukları kulüpler ve gerçekleştirdikleri organizasyonlar ile ciddi anlamda bir çaba sarf ediyorlar. Özellikle lojistik kulüplerini kendi sektörüm olduğu için daha yakından takip edebiliyorum. Gerçekleştirilmek istenilen çabaları izliyorum.
Öğrenme odaklı yapılan tüm aksiyonları takdirle karşılıyorum ve destekliyorum. Teoriyi pratiğe dökmek için izledikleri yolları ve bu yolda yapılması gerekenleri ilmik ilmik işlediklerini görüyorum.
Bazı üniversitelerimiz bu konu çok şanslı, bazıları ise maalesef öyle değil. Özellikle lojistik bölümlerinin açılacağı il veya ilçelerin çok iyi belirlenmesi, liman, depo, antrepo, kara, deniz ve havalimanlarına yakın lokasyonların seçilmesi, lojistik ve uluslararası ticaret eğitimi alacak öğrenci arkadaşlarımız için önem arz etmektedir. Şimdi siz içinde depo, liman, havayolu ve kısaca lojistik argümanların olmadığı bir il veya ilçede lojistik ile ilgili bir bölüm açtığınızda burada ki öğrenciler pratik pekiştirmeyi nasıl öğrenecekler? Lojistik argümanlara yakın olan birçok üniversitemiz pratik anlamda ki aksiyonları illerinde bulunan depo, antrepo, liman gibi yerlerden çok kolay alabiliyorlar. Alamayan öğrenci arkadaşlarımız ise kendi ceplerinden ödedikleri paralar ile otobüsler tutup, başka illere giderek bu ihtiyaçlarını gideriyorlar.
Lojistik ile ilgili hiçbir argümanın olmadığı bir il veya ilçeye lojistik bölümü neden açılır? Hadi açtınız, öğrenciler başka illere depo gezisine giderken ceplerinden neden para öderler?
Bir sınıfta 30 öğrenci olduğunu düşünün. 25’i yol parasına razı olup depo gezisine gidebiliyor. Diğer 5 kişinin böyle bir maddi durumu yok ise, bu 5 kişi nasıl bir yol izlesin?
Bu yazıyı okurken bazıları belki de bana: “öyle bir şey olmaz, saçma bir yazı, ajitasyon yapmayın” gibi eleştirilerde bulunabilir. Lakin ben Türkiye’nin birçok üniversitesinden öğrenci arkadaşlarım ile devamlı iletişim halindeyim. Hatta bir öğrencimizin beni arayarak; “Halit Bey okuldan destek alamıyoruz, gezilere gidemiyoruz, sponsor bulamıyoruz” diye haykırışını unutamıyorum.
Yazdıklarım hayal mahsulü değil. Gerçeğin ta kendisi. Bu arkadaşlarımıza destek olmanın biz sektör çalışanların vazifesi olduğunu düşünüyorum. Tedarik zinciri, lojistik, 3P-4P, depolar, limanlar vb. bunlar devamlı gelişim halinde. Asıl mesele bunları yönetecek, organize edecek, tasarlayacak, daha ileriye taşıyacak beyinlerdir. Yetişmeleri ve öğrenmeleri önünde ki tüm engellerin kaldırıp, imkânların sağlanması bu insanlara değer katar. Hep söylüyoruz, ekonominin anahtarı lojistiktir diyoruz. Daha öğrenme safhasında bu genç beyinleri sektörden soğutursak, kendi geleceklerine de, lojistik sektörünün geleceğini de umutla bakamazlar. Sadece diploma için okurlar ve mezun olurlar. O diplomada raflarda tozlanır.
“Öğrencileri lojistiğe küstürmeyin.” Böyle devam ederse sektörde uzman kalmayacak. Benden söylemesi…