İsmail Dede torunlarının sürekli internetten alışveriş yaptığını görür, onları izler, eve gelen paketleri gördükçe iç çekermiş. Bir gün kafaya koymuş, onun için yurt içinden, yurt dışından hiç de farkı yokmuş. İnternetin ne denli yaygın olduğunu ve bu sayede kolaylıkla yurt dışından da istediğini alabileceğini bilen İsmail Dede, işe koyulmuş.
İsmail Dede interneti çok sevmiş, ticaretten çok hoşlanmış. İşte tam o sıra, üniversite sınav tercihlerini yapan torununa kulak vermiş. Torunu, anne ve babası ile hangi bölümü tercih etmesi konusunda fikir arası alışverişi yaparken, düşündükleri bölümlerden birisinin de lojistik olduğunu fark etmiş, ve merakla dinlemeye koyulmuş. Torunu Kaan’ın annesi bu konuda oğlunu desteklerken, babasının çok da istekli olmadığını görmüş. Kaan ailesine, teknolojinin ne denli hızlı yaygınlaştığını, insanların, ki gözünün ucu ile anneannesini işaret ederek, alışverişe olan düşkünlüğünü, bu sayede Dünya’da ürün hareketinin hem çok yaygınlaştığını hem de kolaylaştığını, buna ayak uydurması için de lojistik kavramının her geçen gün geliştiğini ve artık geleceğin değil, bugünün dahi mesleği olduğunu anlatmaya çalışmış. Bir kargo şirketinde çalışan annesi Kaan’ı daha iyi anlamasına rağmen, tüccar olan baba, canım amma da yaptın der gibi bakıyormuş. Aile en sonunda birlikte lojistiği incelemeye ve sonrasında karar vermek konusunda uzlaşmışlar. Hatta konu İsmail Dede’nin ilgisini çektiği için, dur ben de sizi dinleyeyim diye yanlarına yanaşmış.
(daha&helliip;)