“Yetişmiş eleman/Tecrübeli eleman” sıkıntısından söz etmeyen bir sektör, sanayi veya hizmet kolu var mıdır bilemiyorum. Açıkçası ve samimi olarak ifade etmek gerekirse, bu konudan şikâyet etmeyen işverenin pek olduğunu zannetmiyorum. Türk sanayi ve ticaret hayatının içerisinde yer alan neredeyse tüm işletmeler, ara sıra da olsa eleman ararken ve işe alımlar sırasında bu konuda sıkıntı çekmektedir.
Güncel ve beğendiğim deyimiyle “İnsan kaynakları” konusundaki ihtiyaçlar hâlâ eş, dost, tanıdık aracılığıyla halledilmeye çalışılıyorsa da, neredeyse herkes, isteseler de istemeseler de, işin sistematik bir biçimde halledilmesi gerektiğini görüyorlar. Bu konu sadece işe yeni birisini almakla kısıtlı olmasa gerek diyerek başlık konumuza dönüyoruz.
Belki de aradığımız kaynak elimizin altında duruyor da biz onun farkında değiliz. Belki bize masraf açmadan, sıkıntıyı daha az yaşatarak sorunumuzu halledecek çözümlerin anahtarı işletmemizde bir yerlerde duruyor da biz o anahtarın ne işe yaradığını göremiyoruz. Bu farkında olamama sorununun altında yatan en önemli nedenin, ihtiyacımız olan insan kaynağının ne yapması gerektiğinin ve bu yapması istenilenler için sahip olması gereken niteliklerin neler olduğunun bilinmemesidir diye düşünüyorum.
İhracat yapmak için eleman aradığımızda, ilk aradığımız nitelik yabancı dil bilmesi oluyor da başka konulara pek değinilmiyor. Her şeyi elemana ve onun niteliklerine yüklemenin biraz haksızlık olduğunu düşünenlerdenim. Biz işletme olarak ihracata başlamak, başladıysak geliştirmek, bir pazara girdiysek orada kalıcı olmak konusunda neler yapmamız gerektiğini biliyor muyuz acaba? İhracattan beklentilerimizi, malum deyimle, “bir beyaz kâğıt” açarak yazıp, işletmede ihracatın ucundan bucağından tutacak herkesin bilmesini sağladık mı acaba? İşletmenin sahibi ve/veya yöneticileri olarak, ihracat konusunda beklentilerimiz ve ihtiyaçlarımız konusunda net fikirlere sahip miyiz? Elimizdeki insan kaynağının niteliklerini net olarak biliyor ve dışarı bakmaktansa, onların nasıl daha iyi değerlendirilebileceği konusunu ele alıyor muyuz?
İşlemememizde ihracat takımı kurmak fikrini ortaya sürüp tartışmak güzel olmaz mı?
İhracat takımı dediğimizde üretimden muhasebeye, ambardan satışa, müşteri ilişkileri kurmaktan malzeme ve hammadde tedarik etmeye kadar işin içine giren herkesi düşünmeliyiz. Bu geniş yelpazeye giren tüm elemanların ihracat konusunda neler bilmesi gerektiğini biz biliyor muyuz? Büyük bir olasılıkla bilmiyoruz.
Önemli bir noktayı gözden kaçırıyoruz gibi geliyor. İhracata niyetlenip eleman almaya çalışmak iyi de, işletmemizin, ürünümüzün ve ekibimizin ihracata hazır olup olmadığını ne kadar biliyoruz? Ürünümüz hedef pazarlara uygun değilse, onu üreten ekibin, pazara uygun üretim yapma konusunda eğitilmesi gerekmez mi?
İşletmemiz, hammadde ve malzeme tedarik etme konusunda ihracatın gerektirdiği hassasiyet ve hıza sahip mi? Değilse bu yeterliliklerin kazanılması için bu işleri yapan ekibin eğitilmesi gerekmez mi? İhracatın ihtiyacı olan finansmanın nasıl ve nereden sağlanabileceği ve devletin verdiği destekleri biliyor muyuz? Bilmiyorsak, bu bilgilere sahip olması gereken finansmandan sorumlu ekibin eğitim alması gerekli değil mi?
Görünen o ki iş ihracat elemanı almakla ve tüm sorumluluğu onun sırtına yüklemekle bitmiyor. Tekrar edecek olursak, işletmede ihracatın ucundan bucağından tutacak herkesin kendi sorumluluklarının bilincinde olmaları için gereken eğitimleri almaları gerekiyor.
Komik adamın bir reklamda söylediği gibi “Eğitim Şart”.
Şefik ERGÖNÜL