Hepimiz yaşamak için çalışmak zorundayız. En zevkli işi de yapsanız profesyonel çalışmak yani zorunlu çalışmak tatsız bir iştir. Güzel bir yaz günü, deniz kıyısında gölgeli bir şezlonga uzanıp, yanınızda buzlu içeceğiniz, uzaktan gelen güzel bir müzik, gözlerinizin önünde zevkli bir kitabın heyecanlı sayfaları ile aceleniz olmadan yatmak varken; büyük fedakarlıklarla lojistik sektöründe çalışıyoruz. Çok azı soğutmalı olsa da kapalı, havasız odalarda, hele soğutmasız ise açık pencerelerde caddedeki gürültü ile ortak olarak, çalışma masamızın üzerinde birikmiş bir evrak yığınıyla, okunacak raporlarla, ekranımızda cevaplanacak e- maillerle, çalan telefonlarla, zamansız misafir ziyaretleri ile, programsız, verimsiz toplantılarla uğraşıyoruz.
Hele depolarda çalışanlar daha da zor durumdalar. Yazın sıcağını, kazara varsa bir soğutucudan, yoksa ısınmış içme suyu kabından aldıkları bir bardak suyla hafifletmeye çalışmaktalar. Kışın ise; avuçlarını, arada bir içecekleri, bir bardak çayın sıcaklığı ısıtmakta. Yağmur, kar, rüzgar, toz, gürültü ve tepelerinde uçuşan kuşların havadan bırakacakları uğur işareti armağanla birlikte yaşamaktadırlar. Belirsiz, hep uzayan çalışma saatleri, ekipmansız, kol gücüne dayanan yükleme operasyonları, geceleri ortaya çıkan bel ağrıları, her an karşılaşılabilecek iş kazaları da çalışma koşullarını daha da zorlaştırmakta.
Bunların ötesinde çilesi bitmez şoförlerimiz ise; her türlü hava koşullarına rağmen, rahat yatakta yatmayı tatil olarak değerlendirdikleri bir işte çalışmaktalar. Her iki ellerini sinyalizasyon, her iki kollarını direksiyon ve vites değişimi, sağ bacaklarını fren ve gaz, sol bacaklarını debriyaj, kulaklarını araçlarından gelecek anormal bir sesin yakalanması, gözlerini kontrol paneli, trafik işaretleri, önlerindeki araç ve karşıdan gelen araç için kullanmaktalar. Burunlarında her an araçtan gelecek anormal bir kokunun bekleyişi içinde yol almaktalar. Elbette dudaklarına kondurdukları bir sigarayı da unutmamak gerekiyor.
Zor iştir lojistik hizmetler. Her zaman aynı kalitede veremezsiniz. Çevre şartları, insan faktörü, zaman stresi ve birbirine bağımlılık nedeniyle bazen çok iyi yapar, bazen de aynı performansı gösteremezsiniz. Çok güzel yaptığınız işler için alkış beklemeyeceksiniz. Bu 3PL lojistik hizmet veren kuruluşların görevi olarak görülür. Bununla beraber performansınızdaki en küçük bir azalma istihkakınızdan kesinti ile başlayan, telefonda azarlamaya, iş yerine çağırarak paylamaya, işi bırakacağını ima eden tehdide kadar gitmektedir.
Kolay değildir lojistik hizmet vermek. Deponuza, depo içi ekipmanınıza, aracınıza, bilgisayar ağınıza, yazılımlarınıza, ekibinize baştan peşin para ödemek zorundasınız. Bu alt yapıyı kurmak zorundasınız. Bu gün bedelini öde, birkaç ay sonra malını teslim ederim diyemeyeceğiniz, ön ödemesi olmayan bir alt yapıyı sağlamak zorundasınız. Nakliyecinizin yola çıkmadan taşıma bedelini peşin aldığı, akaryakıtçınızın çek senet kabul etmediği bir ortamda çalışırsınız. Malı müşterinizin adresinden alır, deponuza götürür, her türlü bakımını, korumasını yapar, bir süresi bedelsiz olmak üzere bekletirsiniz. Müşterinizin gönlü istediği zaman sevk edilme talimatına göre hazırlar, araca yükler, taşır yerine teslim edersiniz. Faturanızı kesersiniz 15 gün, 30 gün bekler ancak tahsilat yapamazsınız. Çünkü müşteriniz kontratında kamyon şoförünün teslim ettiği malın orijinal imzalı irsaliyesinin kendisine ulaşmasını istemiştir.
Lojistik sinir bozucu bir iştir. Müşterinizin tüm tedarik zincirini yöneteceğim, taşımasını, depolamasını yapacağım diye ortaya çıkar, sözler verir, büyük organizasyonlara imza atarsınız. Bazen kamyonunuz içindeki mallarla beraber çalınır, bazen taşıyıcınız yolda aklına gelir, evinin önüne kamyonunu çeker, aracında malzemeler beklerken 3 gün ailesi ile, eşi ile özlem giderme tatili yapar. Bu olayı sizin elemanlarınızdan, yöneticilerinizden önce müşteriniz fark eder. Anında tepenizde biter. Sizin göreviniz sürecin planlamasıdır aslında. Her türlü ön çalışmayı yaparsınız, on-line bilgiler alırsınız, takip edersiniz ancak her aksilikte sizden önce müşterinizin alarmları çalar ve siz daha onu aramadan, kara haber tez elden yerine ulaşmıştır. Hırsızı ile, sigortası ile, fazla yüklemesi ile, trafiği ile, polisi ile, vergi kontrolü ile siz uğraşırsınız. Müşteriniz ise şikayet edebilmenin zevkini çıkartır.
Evet, her türlü aksiliğe, soruna, riske, probleme, üzüntüye rağmen yine de lojistik işini yapıyoruz. Tüm olumsuzluğuna rağmen öyle güzel yanları var ki başlayanlar bırakamıyor. Yeni iş yapmak isteyenler bu sektöre girmeye çalışıyorlar. Nedenini gelecek haftaya öğreneceğiz.
Atilla YILDIZTEKİN