Yedek parça sektörü lojistiğin en zor olduğu sektörlerin başında gelmektedir. Bir kozmetik, gıda, hızlı tüketim, elektronik sektörleri gibi, ihtiyacı önceden yaratamazsınız, reklam yapamazsınız, ihtiyaç olmadan da satış yapamazsınız. Her yedek parça bir ihtiyaç için kullanılır, satın alınır, satılır, üretilir. Bu süreç kullanmadan üretime giden bir süreçtir, ancak her adımında yedek parçaların stoklarda hazır bulunması gerekmektedir. Tüketimi bilmediğimiz için sadece belli sistemler içinde ön görülerle stoklarla çalışılır. Beklenir ki talep doğsun diye.
(daha&helliip;)
20.yüzyılın ikinci yarısı firmaların önce üretim sorunlarını çözüp, üretmek, daha sonra ürettiklerini sattıkları bir dönemin başlangıcıydı. Üretim kapasitelerinin arttırılması küreselleşmenin yayılmasına neden oldu. 1960’lı yıllardan itibaren Kuzey Avrupa’da büyük ölçekli üretimin planlanması, üretim için gereken ürünlerin siparişe bağlanması, stokların minimize edilmesi, sistemler devreye girdi ve bu sisteme MRP ( malzeme ihtiyaç planlaması ) adını verdik.
(daha&helliip;)
Lojistik sektörü sadece taşımacılık ve depolama yapan bir sektör değildir. Taşınan ve depolanan ürünlerin tedarik zinciri içindeki hareketlerini, operasyonları yönetmek işin temelidir. Yönetim de ancak bilginin temin edilmesi, işlenmesi ve bir karar bağlanması ile mümkün olmaktadır. Bu nedenle lojistik süreç içinde bilginin, doğru zamanda, doğru bilgi, doğru kaynaktan, doğru şekilde, doğru maliyetle temin edilmesi gerekmektedir. Doğru bilgi değerli bir varlıktır kullanılması ve korunması gerekmektedir.
Türkiye’nin 2023 yılına ait büyüme projesi büyük bir hedeftir. Bu hedefin gerçekleşmesi ancak Türk halkının, sanayicisinin, tüccarının, resmi kurumlarının lojistiğe olan ilgisi ve farkındalığına bağlıdır. Ülkemizin lojistik potansiyeli, altyapısında ve lojistik fonksiyonlarında planlı artış, başlı başına yakın incelemeye değecek bir konudur. Bu hedefe ulaşmak için gereken şey, iletişim stratejilerinin belirlenmesi ve bilgi güvenliğidir.
(daha&helliip;)
Geçtiğimiz hafta Hatay’a uçarken, uçak içindeki ekranlarda bir reklam dikkatimi çekti. Gözlük reklamı değildi kesinlikle; “ancak vizyonunuz görebildiğiniz yer kadardır” diye bir mesaj vermekteydi. Seyahat boyunca bu sözün üzerinde düşünme şansı buldum ve kendimce şu söze karar verdim. “Vizyonunuz hayal edebileceğiniz yere kadardır”.
Yönetimsel olarak bir şirketin vizyonu, o şirket yöneticilerinin görebildiği kadar olmamalı diye düşündüm. Ancak daha da kötü olduğunu görüyorum. Özellikle bir hizmet sektörü olan lojistik sektörümüzde durum daha da içler acısı. Lojistik her şeyden önce emek yoğun bir hizmet sektörüdür. Her benzer sektörde olduğu gibi her an yapılması gereken bir iş vardır ve bu işi yaparken karşılaşacağımız engellerin aşılması gerekir. Taşıyorsanız zamanla, yol durumuyla, araç sorunlarıyla, trafikle, aracınızdaki malin korunmasıyla savaşırsınız. Depolama yapıyorsanız depodaki zamanla, işçilerle, teknik sorunlarla, barkodlarla, paketlerle, etiketlerle, ambalajlamakla uğraşırsınız. Dağıtım yapıyorsanız dağıtım planlama ile, trafikle, köprü ile ve yine zamanla savaşırsınız. Denizciler, limancılar hava koşulları ile dalgalarla, korsanlarla, kaçakçılarla, sığınmacılarla ilgilenmek zorundadır.
(daha&helliip;)
Tedarik zincirinde riskler kontrol edilmelidir. Verdiğimiz lojistik hizmetler içinde en çok risk yaratacak olan operasyon da taşımadır. Deponuzdan yüklediğiniz ürünler teslim noktasına kadar giderken hava şartlarına, yol şartlarına, sürücü hatalarına, araç teknik arızalarına, çevresel etkilere açık bir şekilde taşınırlar. Bu risklerden dolayı tedarik zinciri boyunca en büyük sigorta maliyeti taşımadan doğmaktadır. Bu risklerden dolayı taşıma, tedarik zinciri içinde en büyük payı alan, % 50 oranında maliyet yaratan bir iş sürecidir.
Risklerin minimize edilmesi ancak bu risklere karşı tedbir almakla sağlanır. Alınacak tedbirler de henüz riskler ortaya çıkmadan oluşabilecek aksaklıkların bilinmesine, ön tahminine, ölçülebilmesine bağlıdır. Ölçemediğiniz bir sürecin yönetilmesi söz konusu değildir. Ölçtüğünüz zaman elde ettiğiniz sonuçlar ile ilgili bir karar üretmeniz gerekir. Bir sonuca bir eyleme bağlanmıyorsa ölçmenin de bir fonksiyonu kalmamaktadır.
(daha&helliip;)