Teknolojinin Kaldıraç Etkisi ve Glokalleşme
Son yıllarda isimlerini sıkça duyduğumuz dünyaca ünlü şirketlerin büyük bir çoğunluğu teknolojiyi kaldıraç etkisi olarak kullandığı için kısa zamanda katlanarak büyüyor. Geri kalanı ise mevcut pazarda yıllardır var olan ve insanlara dokunabilen bir ürün veya hizmet ortaya koyarak uzun vadede daha yavaş büyüme gösterebiliyor. Teknolojinin kaldıraç etkisi eksponansiyel (katlanarak) bir büyümeye sebep olur. Diğer tarafta ise büyük ölçekli şirketlerin yıllık büyüme oranları ortalama %7 ile %12 arasında değişir ve lineer (doğrusal) olarak devam eder.
(Grafik 1: Lineer ve Eksponansiyel Büyüme)
6 Yılda Asırlık General Motors’u Geride Bıraktı
Sektöre ulaşım çözümleri getiren ve son zamanlarda popülerliğini iyice arttırmış olan UBER’i ve DIDI’yi incelemek, teknolojinin kaldıraç etkisini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. UBER ve DIDI birer sene arayla kurulmuş ve teknolojiyi kaldıraç etkisi olarak kullanan ulaşım teknolojileri alanında hizmet veren 2 farklı şirkettir. Aldığı tohum yatırımlar ve melek yatırımlar sayesinde kurulan UBER ve DIDI 6 sene geçmesine rağmen piyasa değerlerini sırasıyla 66 milyar dolar ve 35 milyar dolara çıkarttı. 1908 yılında kurulan ve bünyesinde Opel, Chevrolet gibi markaları barındıran General Motors’u bile geride bırakan UBER, şu sıralarda ise Volkswagen ile rekabete hazırlanıyor.
Bu eksponansiyel büyümenin sebebi ise yukarda bahsetmiş olduğum; teknolojinin kaldıraç etkisinden yararlanmak. Teknolojinin bu etkisinden yararlanamayan ancak yıllardır varlığını sürdüren şirketlerin stratejisi ise “Glokalleşme” ile hangi coğrafyada olursa olsun farklı kültürlerde ki müşterilerine dokunabilen bir ürün veya hizmet ortaya koyabilmeleri olmuştur. Glokalleşmenin Türkiye’de ki örnekleri ise McDonalds’ın McTurco menüsü, Dominos’un Yöresel Pizzaları ve Starbucks’da Türk Kahvesi içebilmeniz diyebiliriz. Örneklerden de anlaşıldığı gibi uluslararası şirketler yerel piyasa şartlarına ayak uydurmak durumunda olduklarından, global bir politika izlemelerine rağmen lokal koşullara göre ürünü kişiselleştirmesine ‘Glokalleşme’ diyoruz. Lojistik sektöründe uygulanabilmesinin her ne kadar sınırları olsa da yaratıcı fikirlerin ve insan zekasının sınırları olduğuna inanmıyorum. Farklı disiplinlerden uzmanların bir araya gelmesi ile yaratıcılık doruğa ulaşır. UBER ve DIDI’de de gördüğümüz gibi; ulaşım sektöründe uzmanların, yazılım mühendislerinin ve tasarımcıların bir araya gelmesi, 100 seneden fazla piyasada olan bir şirketi yalnızca 6 senede şah-mat etmesine sebep olmaktadır.
Dünya Düzeni Değişiyor
Teknolojinin gelişmeye devam etmesi ile gelen yenilikler arasında büyük önem taşıyanları 3 boyutlu yazıcılar ve Nesnelerin İnternetidir. Evinizi bile bir fabrikaya çeviren 3D Printing ile organ üretimi, bina yapımı ve ham madde üretimi gibi birçok farklı alanda üretim dünyada yaygınlaşmaya başlıyor. Bu durumun getirdiği en önemli sonuçlardan biri ise fabrikaların taşınmaya başlamasıdır.
Dünya ile rekabet edebilmenin ilk kuralı maliyetleri düşürmektir. Toplam maliyet hesaplarken, değişken maliyetlerin toplam maliyete olan etkisi yapılan işlem adedi ile doğru orantılı olduğu için daha büyük bir önem arz etmektedir. Bunun yanı sıra lojistik ve taşıma maliyetleri de maliyet kaleminde büyük öneme sahip bir rol oynamaktadır. İşletmeler de değişken maliyetlerini düşürebilmek için yeni yöntemler aramaya başlamıştır. Mevcut sistemde fabrikalar, ham maddeye yakın olmanın tedarik sürecindeki lojistik ve taşıma maliyetlerini minimize etmesi sayesinde ham maddeye yakın olan noktalara konumlanmışlardı. Apple’ın Çin fabrikası ve Nike’ın Hindistan’da olan fabrikası, düşük iş gücü maliyetlerinin yanında ham madde tedarik maliyetlerini düşürmek istemeleri bu duruma örnek olmaktadır. Fakat 3 boyutlu yazıcılar ile ham maddeyi üretebilen fabrikalar, lojistik maliyetlerini düşürebilmek adına ham maddeye yakın konumlarından müşterilerine yakın olan noktalara taşınmaya başladılar. Yine örnek vermek gerekirse IBM gibi teknoloji üreten şirketler üretim tesislerini talebe yakın olabilecekleri noktalara çevirmeye başladılar.
Fabrikalar Artık Karanlık
Nesnelerin İnternetinin hayatımıza girmesi birçok yeni kavramı da beraberinde getirdi. ‘”Sanal Göç” ve “Karanlık Fabrikalar” gibi terimler bunlardan bazıları.
Peki nedir bu kavramlar?
Karanlık Fabrikalara isminden de anlaşılacağı gibi ışıkların söndüğü fabrikalarda diyebiliriz. İnsan gücüne ihtiyaç duyulmayan ve tamamen otomatik sistemlerle donatılmış yapılardır.
Göç dediğimizde ise hepimizin aklında canlanan şehir veya ülke değiştirmektir. Ancak sanal göç; İş gücünde yer değiştirmek yerine, modern teknolojiler ile işin yerinin değiştirilmesi anlamına geliyor. İnsansız üretim yapabilen Karanlık Fabrikalar, Sanal Göç sayesinde başka bir ülkeden kontrol edilebilmektedir. Artık lojistik şirketlerinde tam otomasyon depolar bile başka ülkelerden kontrol edilebilen bir yapıya dönüşmektedir. Bu durumda sanal göç kavramını ortaya çıkarmaktadır.
Lojistik öğrencilerinin problemleri arasında ilk sıralarda iş bulma endişesinin gelmesi sanırım birçoğumuz için şaşırtıcı bir sonuç değildir. Durumun böyle olduğu sektörde sürekli problemlerden bahsetmek bilinçaltımıza negatif mesajlar göndermektedir. Bunun yerine “Neyi farklı yapabilirim?” sorusunun bilinçaltında ki olumlu etkisinin bilimsel araştırmalarla kanıtlandığı gerçeğini göz ardı etmemek gerekir. Lojistik öğrencilerinin iş hayatında ki ilk rakipleri Endüstri Mühendisleri olacaktır. Bunun öne çıkan en önemli sebebi ise matematik; yani analitik düşünmek. Peki “Neyi farklı yapabiliriz?” Bu sorunun tek kelimelik cevabı istenseydi “Kaizen” derdim. “Kaizen” Japonca”da sürekli artan iyileşmenin ilkesidir ve iyileşme süreci, her gün azar azar artarak sürer. Yani mevcut durumda neye sahip isek, onunla her şeyi daha farklı ve daha iyi yapabiliriz. Bizim ise mevcut durumda sahip olduğumuz tek şeyimiz var; Zekamız. Matematiksel modelleme, simülasyon, optimizasyon gibi matematiğin daha yoğun kullanıldığı alanlarda uzmanlaşmak bir nebze olsun bizi farklı kılacaktır. Tabii ki sadece bunlarda yeterli değil. Özgeçmişinize bakan bir insan kaynakları personeli sizden yabancı dil, sosyal etkinlik, staj/iş tecrübesi, SAP/Netsis gibi yetkinlikler isteyecektir. Durum gitgide daha da zorlaşıyor değil mi ? Devamı da var… Endüstri 4.0’ın lojistik sektöründe de hayatımıza yavaş yavaş girmesiyle birlikte bilgisayar, yazılım ve programlama gibi teknolojik bilgisi daha fazla olan ve kod yazmayı bilen öğrenciler bir adım daha öne çıkacaktır.
Farklı olmanın daha iyi olmaktan daha fazla prim yaptığı bir dönemdeyiz. Örneğin Ryan Air daha iyi olmayı değil, daha uygun fiyata uçak bileti satarak farklılaşması sayesinde şöhret kazandı. Bizde kendimizi farklılaştıracak uzmanlık alanlarımızı oluşturmalıyız. İngilizce de “Golden Hour” dediğimiz Altın Saati verimli kullanarak bile kendimizi herhangi bir konu üzerinde uzmanlaştırabiliriz. Nasıl mı? Her gün normalde kalktığınız saatten sadece 60 dakika daha erken kalkın ve günün sizin için en verimli olan Altın Saatinde uzmanlaşmak istediğiniz lojistiğin herhangi bir alanında kitap veya makale okuyun. Her sabah sadece 60 dakika kitap okumak haftada 1 kitap yapar. Haftada 1 kitap okursanız yılda yaklaşık 50 kitap okumuş olursunuz. Astrofizik dâhil üniversitelerde doktora yapmak için yılda 30-50 kitap okumanız ve bunu bir tezde birleştirmeniz istenir. 1 yıl içerisinde kendi alanınızda 30-50 kitap okursanız, doktora derecesine denk olursunuz. Yani hayatınıza yarar sağlayacağınızı düşündüğünüz bir alanda bir tez yazmışçasına yetkin olacaksınızdır.
Rekabetin üst boyutlara taşındığı lojistik sektörünün hacmi her geçen gün ülkemizde ve dünyada büyümeye devam ediyor. Lojistik sektörünün gelişmeye devam etmesi, hacminin büyümesi ve yaşanan problemlerin dinamikliği, girişimciliğinde bir kariyer alternatifi olduğunu hatırlatmaktadır. Fırsatların fazla olduğu lojistik sektöründe inovatif fikirlerle dünya markası yaratabileceğimiz Girişimcilik derslerini üniversitelerde ve mesleki liselerde müfredata koymanın zamanı geldiğini düşünüyorum. Mevcut durumda sektörün köpek balinalarıyla dolu Kızıl Okyanusunda olduğumuzu ve fark yaratmak için yanlış sularda yüzdüğümüzü düşünüyorum. Bu sularda yüzen büyük balık olamadıkça, hayatta kalmanın zorluğu bizi yeni pazarlar yaratabileceğimiz, rekabetin daha az olduğu kendi Mavi Okyanuslarımızı yaratmaya itmektedir. Lojistik sektöründe yaşanan problemleri bu ülkenin lojistik öğrencileri tarafından geliştirilecek iş modelleriyle çözebilmek için odağın bu noktaya kaydırılması, yakın geleceğimiz adına verilmiş en güzel kararlardan biri olacaktır.
Saygılarımla…
Tolga IRMAK
Lojistisyen
Kaynaklar ve Kitap Önerisi:
Chan Kim – Blue Ocean Strategy
Brain Tracy – Golden Hour
* Görsel tarafımdan Türkçe’ye çevrilmiş ve ekleme yapılmıştır.
Türk Hava Kurumu Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Topluluğu tarafından 08 Mayıs 2017 Pazartesi günü saat 10.00’da Ankara Ticaret Odası Meclis Salonunda düzenlenecek olan “Küresel Lojistik ve Ticaret Zirvesi”nde sektörün önde gelen isimleri ve firmaları öğrenciler ile bir araya geliyor.
Öğrenci topluluklarının birlikte organize ettiği bu etkinlik, Türk Hava Kurumu Üniversitesi bünyesinde lojistik alanında yapılan ilk zirve olma özelliği taşıyor.
Bu sene ilki düzenlenecek olan lojistik zirvesinin ana teması; “Küresel Lojistik ve Ticaret” olup, bu zirve ile hedeflenen; alanında uzman lojistikçilerin katılacağı oturumlarla lojistiğe ilgi duyan bireyleri bu konuda bilgilendirerek onları aydınlatmak, bu alandaki eylem ve söylem birliğini sağlamak, bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasını sağlamaktır.
Etkinlik Programı ve Konuşmacılar
09.00-09.30 Kayıt
10.00-10.30 Açılış Konuşmaları:
-Türk Hava Kurumu Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Topluluğu Başkanı Sn. K. Şevval YILDIRIM
-Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sn. Hüseyin SAK
-Türk Hava Kurumu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Sn. Kürşat ATILGAN
– Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Sn. Cenap AŞÇI (Tensiplerine Maruz)
10.30-11.00 Türkiye’de ve Dünyada Lojistiğin Geleceği: Türk Hava Kurumu Üniversitesi İşletme Fakültesi Lojistik Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sn. Haydar Ateş
11.00-11.30 Türkiye’de Kargo: PTT Genel Müdürü Sn. Kenan Bozgeyik
11.30-12.00 Afet Lojistiği: AFAD Başkanı Sn. Mehmet Halis Bilden
Öğle Arası
13.00-13.30 Lojistikte Yeni Trendler ve Gelişmeler: Maltepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sn. Mehmet Tanyaş
13.30-14.00 Tedarik Zinciri Yönetiminde Paradigma Değişimleri: Türk Hava Kurumu Üniversitesi Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sn. Göknur Arzu Akyüz
14.00-14.30 3Pl, 4Pl ve 5Pl Lojistik Şirketlerinin Ülkemizdeki Önemi: Ekol Lojistik İç Anadolu Bölge Yöneticisi Sn. Hakan Karacabey
14.30-15.00 Türkiye’de ve Dünyada Tedarik Zinciri Yönetiminin Önemi: Türkiye Enerji Vakfı Araştırma Merkezi Direktörü: Yrd. Doç. Dr. Sn. Kürşad Derinkuyu
15.00-15.30 Hava Kargo ve Gümrük: Turkish Cargo Ankara Kargo Müdürü Sn. Suat Ericekli
15.30- 16.00 Dış Ticarette Türkiye: Ankara Ticaret Odası Dış İlişkiler ve Dış Ticaret Müdürü Sn. Ferhat AKYÜZ
16.00- 16.30 Küresel Lojistikte Yeni Yapılanmalar ve Ankara Lojistik Üssü’nün Faaliyetleri: Ankara Lojistik Üssü Başkan Vekili Sn. Hakan Bezginli
16.30- 17.00 Uluslararası Karayolu Nakliyatında Türkiye’nin Yeri ve UND’nin Faaliyetleri: Uluslararası Nakliyeciler Derneği İcra Kurulu Başkanı Sn. Fatih Şener
Katılım Formu: https://goo.gl/adQUJi
Facebook Etkinlik Sayfası: https://www.facebook.com/events/1244849128963539/
Türk kargo sektörü e-ticaretin hızına maalesef ayak uyduramadı. Kargo şirketlerin en karlı satışlarını oluşturan e-ticaret müşterileri, kargo şirketlerinin verdiği hizmetlerden memnun değil. Bununla birlikte birçok e-ticaret firması kendi kargo ağını kurmak adına çalışmalara başladı. Bu duruma sebep olan nedenler;
• Zamanında teslimatın yetersiz olması
• Hasar sorunları
• Kargo takip sıkıntıları
• Problem karşısında ilgisizlik ve muhatap bulunamaması
• Türk kargo şirketlerinin, şehir içi aynı gün teslimat taleplerine cevap verememesi.
• Kargo çalışanları odaklı İADE süreçlerinin yoğunluğu
• Kalitesiz personel istihdamı
• Hasar ve çalınma olayların yoğun olması
• Değişken talepli e-ticaret müşterisi
• Fiyat
Lojistik sektöründe Ütopya yoktur. Yapılabilecekler sizin işe verdiğiniz değer ile aynı orantılıdır. Müşteri odaklı hizmet anlayışı ve inovasyon, alışılagelmiş operasyonları çok farklı bir boyutlara taşıyarak kargo göndericisini ve kargo alıcısını her daim memnun etmelidir. Ülkemizde ki kargo firmalarının en çok kar ettiği ve para kazandıkları aksiyon e-ticaret operasyonlarıdır. Çoğunluğu dosya ve Mİ (0-500 gr.) olarak sevk edilir. Kargo mantığı şöyledir. Bir buzdolabını sevk ettiğinizde mi daha çok ciro yaparsınız, yoksa bir buzdolabı kolisini farklı ücretlerde dosya-Mİ paket ile dolu şekilde sevk ettiğinizde mi?
E-Ticaret hacmi ülkemizde her geçen yıl büyüme kaydetmektedir. Yabancı sermayeli birçok firma Türkiye’de aksiyon almak adına fizibiliteler yapıyorlar.
Türkiye’de ortalama e-ticaret harcaması 510 TL.’dir.
Türkiye’de bugün 36 milyon kişi internet kullanıyor ve bu nüfusun yaklaşık yüzde 47’sine denk geliyor. Ülkemizde, internet kullananların 10 milyonu internetten en azından bir kez satın alma gerçekleştirmiş ve bu kullanıcıların ortalama e-ticaret harcamaları yaklaşık 510 TL’ye ulaştı.
Türkiye, Avrupa ortalamasına eriştiği takdirde; Türkiye’de 48 milyon internet kullanıcısı olacak. Bunların 31 milyonunu online alışveriş yapar hale gelecek ve ortalama harcamaların ise 1.600 TL seviyesine ulaşacaktır.
2016 yılı beklentilerine bakacak olursak Türkiye’nin internet kullanıcısı sayısında 42 milyona, internetten alışveriş yapanların sayısında ise 16 milyona ulaşacağı ön görülüyor. Ortalama alışveriş tutarları ise 600 TL sınırına dayanacak.
2008 yılında dünyadaki e-ticaret hacmi 862,2 milyar TL, Türkiye’de ise 4,5 milyar TL idi. Bu tarihten sonra dünyada e-ticaret yıllık yüzde 18,7 büyüme gösterdi. Türkiye’de ise büyüme oranı dünya ortalamasını ikiye katlayarak yüzde 35 seviyesinde gözlendi. 2016’ya kadar e-ticaretin her yıl yüzde 16,8 büyümeye devam edeceği tahmin ediliyor.
Online alışverişlerde kredi kartı kullanım oranı yüzde 88’e ulaştı.
Online alışverişlerde müşterilerin yüzde 88’i kredi kartı ile ödeme yaparken, yüzde 4’ü ise banka kartı tercih ediyor. Online ödemelerini havale/EFT ve mobil ödeme ile yapanların her ikisinin de oranı yüzde 1’er olarak dağılıyor. Online alışveriş yapanların yüzde 6’sı ise satın aldıklarının ücretini kapıda ödemeyi tercih ediyor. (Kaynak; http://www.piramiteticaret.com/Blog/turkiye-de-e-ticaretin-bas-dondurucu-buyume-hizi-66.aspx )
Peki Türk kargo sektörü e-ticaretin bu denli büyümesine hazırlıklı mı? Bence hayır. Sadece kapıdan ödeme hizmeti vererek e-ticaret firmalarını memnun edemezsiniz. Yapılması gerekenler;
• Teknik alt yapının tam online yapılması
• Operasyon yapılarının gözden geçirilmesi. Yönlendirme kargo ve devir kargonun kontrol altına alınması.
• Şehir içi aynı gün teslimat aksiyonlarının organize edilmesi
• E-Ticaret teslimleri için özel ekiplerin kurulması ve eğitilmesi
• İADE süreçlerinin çok katı şekilde takip edilip, İADE’nin minimize edilmesi.
• Teslim şekillerin yapılandırılması. (Zaman ve günü belli, zamanı öncelikli, saatli teslim, gece teslim, randevulu, aynı gün teslim)
• Ödeme şekillerin attırılması (Kontörle öde, kendin al ucuz öde)