İçinde bulunduğumuz modern çağ, çokça kavramın için boşalttığı gibi çokçasının da içini gereksiz yere doldurmaktadır.
Geçenlerde gitar çalıp söyleyen bir sanatçımızın “rock bir müzik türü değil, yaşam tarzıdır” sözüne denk geldiğimde bu fikrim daha bir pekişti.
Bunun gibi ortada gezen sözlerden biri de “lojistik bir sanattır” şeklindeki yaklaşım.
Durumu irdelemek için önce sanat nedir, ona bakmamız gerekir diye düşünüyorum;
Duygu, düşünce, coşku ve hayallerin ses, söz, çizgi, renk, biçim, ritim gibi unsurlarla güzel, özgün ve etkileyici biçimde ifade edilmesi, sanat olarak adlandırılır.
Sanatın ayırıcı özeliği; günlük, basit, sıradan şeylerin üstünde olmasıdır.
Tamam, bir iş, bir meslek ya da operasyonda, güzel ve etkileyici niteliklerin bulunması, onu sanata yaklaştırır. Kabul. Yani insan, bir işi ne kadar yüceltebiliyor, ona ne kadar güzel, etkileyici ve özgün bir hava katabiliyorsa, sanat gerçeğine de o kadar yaklaşıyordur.
Ama yapılan, başka bir şeydir.
(daha&helliip;)
Türkiye’deki karayolları ile yapılan taşımalar hakkında bazı ilginç verileri sizinle paylaşmak istiyorum.
Yorumlar sizin?
Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Trafik ve Ulaşım Bilgileri” raporlarına göre;
Türkiye’de her 3 “kamyondan” birinin ve her 3 “Kamyon + Römork ve Çekici + Yarı Römorktan” birinin BOŞ DOLAŞTIĞINI biliyor musunuz?
2013 yılında Türkiye’deki “kamyonların” %36’sının ve “Kamyon + Römork ve Çekici + Yarı Römorkların” %34’ünün BOŞ DOLAŞTIĞINI biliyor musunuz?
2004 yılında Türkiye’deki “kamyonların” %28’inin ve “Kamyon + Römork ve Çekici + Yarı Römorkların” %30’unun BOŞ DOLAŞTIĞINI biliyor musunuz?
Türkiye’deki “kamyonların” %33’ünün ve “Kamyon + Römork ve Çekici + Yarı Römorkların” %32’sinin BOŞ DOLAŞTIĞINI biliyor musunuz? (2004-2013 arası ortalama)
(daha&helliip;)
“İyi bir lojistikçi olmanın ilk kuralı, iyi bir lojistikçi olmaya karar vermektir.”
Lojistik mezunu olan birçok gencimiz, gerek sosyal medyadan gerekse yazılan yazılardan takip ettiğim kadarıyla bir karamsarlık psikolojisi içindeler. Birçoğunun okuduğu bölüm hakkında kafasında birçok soru oluşmuş.
• Mezun olunca iş bulabilecek miyiz?
• Bulduğumuz işte kendimizi geliştirebilecek miyiz?
• Acaba lojistiğe seçerek doğru mu, yanlış mı karar verdik?
Gibi birçok soru lojistik mezunlarının ve hâlihazırda lojistik okuyan birçok öğrencinin kendi kendine sorduğu ana sorular. Peki, bu soruların cevabını nasıl bulabiliriz ve gelecek için duydukları kaygı gerçek mi, değil mi? İşte bu yazıda naçizane tecrübelerimi, yapılması gerekenleri sıralamak istiyorum.
Bu yazıyı okumadan önce Lojistik Akıl yazısını okumanızı tavsiye ederiz.
Rekabetin kıyasıya yaşandığı günümüzde tüketici davranış ve beklentileri de devamlı olarak değişiyor. Artık daha kalitelisini daha ucuza bulmak için uğraş veriyoruz. Bunun farkında olan firmalar da ürünlerini bu şekilde üretmeye ve tüketicinin beğenisine sunmaya çalışıyor. Firmalar sadece üretim değil her alanda maliyet optimizasyonu sağlayarak giderlerini düşürmenin ve kârlılıklarını arttırmanın peşinde. İşte bu giderler içerisinde en çok paya sahip olanlardan birisi de Lojistik Maliyetler. Önceki yıllarda salt taşıma olarak düşünülen bu maliyetler, yazımın başında da belirttiğim gibi, bu gün gelinen nokta itibariyle çok farklı şekillerde firmalara sunuluyor. Üretimine başlanan andan itibaren raflardaki yerini alıncaya kadar geçen süreç içerisindeki her aşamayı bir lojistik maliyet olarak kabul edebiliriz. İşte bu maliyetlerin düzgün, doğru ve planlı bir şekilde yönetilebilmesi için Lojistik Akıl gerekiyor.