Cumhuriyetimizin 90. yılını kutluyoruz.
Çok sevindik, çok güldük, çok şeyler başardık.
Çok üzüldük, çok ağladık, çok şeyleri başaramadık.
Ne olursa olsun hep birlikte olduk ve yine hep birlikte olacağız.
90 yılda Türkiye’nin ulaştırma ve lojistik faaliyetlerine yönelik neler yapılmış.
1923: İzmit İktisat Kongresi’nde yerli malların karada ve denizde ucuz tarife ile taşınması ve demiryolu inşaat programına başlanması kararlarının alınması
1923: Demiryollarının toplam ana hat uzunluğu 3.756 KM
(daha&helliip;)
Epey bir süre önce basında yer alan ve Ekonomi Bakanlığı yetkilileri tarafından yapılan bir açıklamaya göre, 3 yıl üst üste ihracat yapan firma sayısı 14 ila 15 bin firma arasında bir yerlerde bulunuyordu. O zamanlarda ihracat yapan firma sayısı da 50 bin civarlarında idi. Sonuçta yaklaşık olarak, ihracat yapan her 10 firmadan ancak 3 tanesi üst üste 3 yıl ihracat piyasasında kalabiliyor ve geriye kalan 7 firma ihracat piyasasından çıkıyordu. Şimdi bu rakamlarda biraz farklılaşma olabilse de yüzdelerde çok fazla değişiklik olduğunu tahmin etmiyoruz.
(daha&helliip;)
Kurban Bayramı için Türkiye’nin her tarafından her tarafına, kamyonlar dolusu canlı hayvan taşınıyor.
Daha önceki yıllarda (sanırım 2010 ve 2011) gemilerlerle ve kamyonlarla hatta uçakla taşınan (business class) ithal hayvanlar olmuştu. Angus ile tanışmıştık. Hayvancıklar, şaşkındı. Hatta; bir tanesi köfteci dükkanına sığınmıştı (lojistikte buna self transportation denir. Böyle bir kavram yok literature katkım olsun diye ben uydurdum).
Canlı hayvan taşımacılığı, lojistiğin pek bilinmeyen ve dikkat edilmeyen yanıdır. Hayvan denip, acınacak halde taşınırlar.
(daha&helliip;)
Birbirinden farklı gibi görünse de; aslında aynı amacı güden veya aynı sonuca varan bir tanım ile karşılaşırız genellikle Tedarik Zinciri Yönetimi ile ilgili olarak. Söz konusu kavramı, hammaddenin elde edilmesinden, üretilen ürünün son kullanıcıya ulaştırılmasına kadar olan süreç içerisinde üretim ve tedarik proseslerinin her bir elemanının birleştirilmesi olarak tanımlayanlar, tedarik zincirinin hem anlamını, hem de hayatımızdaki önemini çok net özetlemiş oluyorlar.
Günlük kullanımımızda ve rekabetçi anlamda bakıldığında “değer” kelimesi , bir şirketin ürettiği ürünlerin veya hizmetlerin karşılığında müşterilerin ödemeye gönüllü oldukları tutar olarak ifade edilir ve genellikle de toplam ciro ile ölçülür. (daha&helliip;)
Bu sohbetimize başlarken, geçen yıl 12 Kasım Salı günü Dünya Gazetemizde yayınlanan “FCA ve FOB Ne Demek Oluyor?” başlıklı sohbetimizi hatırlatmak istiyorum. O sohbetimizde açıklamaya çalıştığımız konu “Gemide Masrafsız/FOB ve Taşıyıcıya Masrafsız/FCA kuralları idi. Bu kuralların benzeştiği ve ayrıldığı noktaları vurgulamaya çalışmış ve özellikle konteyner yüklemelerinde FCA kuralının kullanılmasının tavsiye edildiğini anlatmıştık.
Zira FOB (Free On Board) kuralında, adından da anlaşılacağı gibi, ürünlerin gemiye teslim edilmesi halinde, başka bir deyişle ürünlerin geminin bordasına indirilmesi halinde şartlar yerine getirilmiş oluyor. Öte yandan konteynerleri ya işletmemize getirip ya da limanda konteyner sahasında yani karada yüklüyoruz. Ürünlerimizi geminin içine indirip teslim etmiyoruz. (daha&helliip;)